Yalancı bahar vurdu
Kış ortasında yaşanan bahar havası, hemen herkesi 'bahar yorgunu' yaptı. Vakitsiz ortaya çıkan halsizlik, yorgunluk ve uyku isteğine karşı bir an önce önleminizi alın....
Küresel ısınma sonucu hava sıcaklığında yaşanan dengesizlik erken dönemde bahar yorgunluğu yaşatıyor. Herkeste bir halsizlik, eklem ağrıları, uyku isteği ve yorgunluk hakim. Peki bu durumu atlatabilmek için ne yapabiliriz? Elbette, vakitsiz gelen bahar yorgunluğunun kendiliğinden geçmesini bekleyemeyiz. Bu durumda imdadımıza vitaminler yetişiyor. B vitaminleri ve antioksidan vitaminlerden zengin sebze ve meyvelerin vücudumuza yardımcı olduğunu söyleyen uzmanlar, günde en az 8-10 bardak su içilmesi gerektiğini de vurguluyor.
BESLENMENİN ROLÜ... Düzenli uyku ve yeterli-dengeli beslenme de bağışıklık sisteminin güçlü olması için büyük önem taşıyor. Bunun için de çiğ veya pişmiş olarak bol sebze ve meyve tüketilmesi (sebze yemekleri, salatalar, taze sıkılmış meyve suları) gerekiyor. Özellikle antioksidant vitaminler olan A ve C vitamininden zengin sebze-meyvelerin tüketilmesi metabolizmamızın güçlenmesi, hastalıklara karşı direncin arttırılmasında etkili oluyor. Erken dönem bahar yorgunluğu ile baş edebilmek için bitkisel özlerden de yararlanmak mümkün. Yoğun stresle baş edebilmek için multivitaminlerden faydalanmak gerekiyor: A, D, E, B1 (tiamin), B2 (riboflovin), B3 (niasin), B6, B12, C vitamini, folik asit, iyodin, bakır ve çinko. Üzüm Çekirdeği Ekstresi: Üzüm çekirdeği ekstresi güçlü antioksidan özelliği ile E ve C vitaminlerinden çok daha etkilidir. Vitamin E'den 50 kat, vitamin C'den 20 kat daha güçlüdür. Vücuttaki diğer antioksidan vitaminleri de korur. Ekinezya: Herbalistler Ekizenya'nın en iyi kan temizleyicilerinden biri ve etkili bir antibiyotik olduğunu düşünüyor. Her türlü hastalığa karşı savunma şansını arttırarak, vücudun bağışıklık sistemini harekete geçiren Ekinezya günümüzde oldukça popüler. Özellikle soğuk algınlığı ve saman nezlesinin semptomlarını rahatlatmak amacı ile kullanılıyor.
ŞİFA DOĞADA GİZLİ Ginkgo Biloba: Bu, yaşayan en eski ağaç türüdür. 1000 yıl kadar yaşadığı biliniyor. Gingko baskın olarak, Güney ve Doğu Amerika, Güney Fransa, Çin, ve Kore'de yetişiyor. Yaprakları, günümüz bitkisel ilaçlarında kullanılıyor. Son 30 yılda, 300'den fazla çalışma, gingkonun konsantrasyon bozukluğu, dalgınlık, depresif hal, huzursuzluk durumlarına iyi geldiğini ortaya koymuştur. Binbirdelik otu: Halk arasında Binbirdelik otu ve Sarı Kantoron gibi isimlerle tanınan St.John's Wort bitkisi geçmişte sinir toniği olarak kullanılmış, günümüzde de depresyonu önlemeye yardımcı olarak kullanılmaktadır. St. John's Wort'un ilk klinik değerlendirilmelerinde endişe, uyuşukluk, uykusuzluk, kayıtsızlık, fazla uyuma, değersizlik hissi, depresyon gibi semptomlarda önemli gelişmeler sağladığı saptanmıştır. Omega-3: İzlanda'nın derin ve soğuk sularındaki balıklardan elde edilen Omega 3'ün içeriğinde EPA ve DHA adlı iki önemli besini içermesine dikkat etmek gerekiyor. Omega-3 yağ asitleri eksikliğinde oluşabilecek sorunlar; yorgunluk, halsizlik, düşük enerji, zayıf bağışıklık sisitemi, kabızlık, eklem ağrıları, depresyon, konsantrasyon bozukluğu sayılıyor. Balık yağının akciğer ve böbrek hastalıklarına da faydalı olduğu belirtiliyor.
|