Güzide Duran'ın tek arzusu, Dior'un da arasında olduğu ünlü modacıların defilesinde yer almak. Duran bu sevdasını, 'O ayrı bir mastürbasyon' diye ifade ederken artık yaşlandığını ima etti.
Güzide Duran'ın öyküsü, Mersin'den İstanbul'a, İstanbul'dan New York'a, tekrar İstanbul'a uzanan tam bir Külkedisi masalı. Öğrencilik yıllarında harçlığını kazanmak için Mersin Hilton'un casino kapısında çalışarak kaybettiklerini şimdi bol bol okuyarak ve okutarak çıkaran Duran, Yeni Aktüel'e konuştu.
* Amerika sayfasını tamamen kapattınız mı? Artık orada yaşamıyorum ama ara ara gidip kalıyorum. Orada yaşamak maddi-manevi çok zor. Beş sene yaşadım, yine yaşayabilirim ama sıkıntı çekerim.
ÇOCUK OKUTUYOR
* Döndüğünüze pişman oldunuz mu? Çünkü çok güzel işler yapıyordunuz... Hayır, ama hayatım bu şekilde gitmeseydi pişman olabilirdim. Başlarda biraz düşündüm, çelişkiler yaşadım ama pişman olmadım. Çünkü bugün baktığımda burada her şey düzgün gidiyor. Gelecekteki kariyerimi bile oturttum diyebilirim. Sonuçta kendi ülkemde, kendi insanlarımla birlikteyim. Güzel işler bekliyor beni.
* Eğitiminizle ilgili çeşitli spekülasyonlar var. İlkokul mezunu dendi, ortaokul dendi. Doğrusunu bir tek siz biliyorsunuz... Bu konuyla ilgili çok fazla konuşmak istemiyorum. Keşke zamanında fırsatım olsaydı da okuyabilseydim. Gerçi kimse bana 'okuma' demedi. Ama okumak kadar okutmak da çok güzel. Herkesin fırsatı varsa çocuk okutmalı. TOÇEV'de 10 çocuğu büyük rakamlar olmadan okutabiliyorsun. Yaşadığın eksikliği başka insanlarda tamamlamak çok güzel. Ama şimdi çok kitap okuyorum.
* Mankenlik dışında sizi ne heyecanlandırır? Aslında tam da mankenlik yapmıyorum. Arada düzenli, düzgün projeli defilelere katılıyorum ama bu işi toplam sekiz sene yaptım. Artık NTV'deki programıma konsantre olmaya çalışıyorum.
ÖNEMLİ OLAN SAĞLIK
* Çok büyük hırslarınız yok o halde? Yok hayır. Ben böyle mutluyum, öteki türlü mutlu olacağımı düşünmüyorum. Paraya tabii ki ihtiyacımız var, hayatımızı yönlendiriyor ama bir yerde hiçbir şey. Parası olan bir sürü insanı bazen mutsuz görebiliyorsun. Önemli olan sağlık ve şu kadarcık ekmeği yiyebiliyorsan mutluluk odur.
* İlk kez bir yabancı dergiye kapak olduğunuzda ne hissetmiştiniz? Yaşanması gereken bir duygu. Yaptığım işten gurur duyuyorum. Bugün bir Türk kızı olarak yapılmamış birçok şeye imza attım. Tuğçe Kazaz'ı da çok başarılı buluyorum. Armani defilesine çıktı ama çok küçük bir haber olarak yer aldı, üzüldüm.
* Sizin hayalinizde kimin defilesine çıkmak var? Alexander McQuin. Bir de John Galliano. Dior defilelerine de çıkmayı çok isterdim. O ayrı bir mastürbasyon, ayrı bir zevk olsa gerek. Yaşamak isterdim. İnşallah olur. Yaşlandık artık ama...
PODYUMDA EGO ŞİŞİK
* Çok ünlü bir modacının defilesindesiniz... Podyumda yürüyorsunuz, egonuz ne kadar şişiyor? Kendini dünyanın en güzel kadını hissediyorsun. O kıyafetlerin içinde, saç, makyaj, podyum ışık... Herkesin sana bakması çok güzel.
* Ne zaman iniyor peki o ego, podyumdan inince mi? Yok, bir süre daha devam ediyor. Galiba kulisi terk edene kadar...