Tüm Fenerbahçeliler gibi GFB üyelerinin de hazmedemedikleri tek şey kulüplerine zarar gelmesi... Bu konuda yapılan her türlü organizasyonda onlar hep en ön safta....
FENERBAHÇE'nin Haluk Ulusoy'un Futbol Federasyonu Başkanı olduğu 1990'lı yıllardan bu yana sistemle sorunu olduğu herkesin malumu. Haluk Ulusoy'un Fener'i hedef alan icraatlarını onaylamayan Fenerbahçeliler, birçok kez Futbol Federasyonu ve yönetimi aleyhinde kampanyalar yürütmüşlerdir. Fenerbahçe'yi diğer rakiplerinden ayıran en önemli unsur, camiasının ve taraftarlarının kulübünü daha çok sahiplenmesidir. Galatasaraylı ya da Beşiktaşlı taraftarlar kulüplerinin menfaatlerinin korunması görevini yönetimlerine havala ederken bu Fenerbahçe'de tam tersidir. Fenerbahçeli taraftar, takımı yenildiğinde herkesten daha fazla üzülür, kazandığında ise sevinci tarif edilemez. Kulübünün hakkının yendiğine inanırsa canını seve seve vereceği Fenerbahçe'si için en ön safta yer almaya çalışır. Aziz Yıldırım'ın başkanlığa seçildiği 1998 yılından itibaren Haluk Ulusoy yönetiminin Fenerbahçe'ye bugün de devam eden "tavır" için müteaddit defalar protesto yürüyüşleri yapılmış, birçok kez Şükrü Saracoğlu Stadı'nda tepki hareketlerinde bulunulmuştur. Peki Genç Fenerbahçeliler, bütün bu aksiyonların neresindedir? Cevabınızı duyar gibiyiz... En önde. Fenerbahçe'nin "âli" menfaatleri sözkonusu olduğunda Genç Fenerbahçeliler, gereken her türlü faaliyetin içindedir. Bu konuda grubun eşsiz organizasyon yeteneği de devreye girer. Kısa sürede haberleşmeler yapılır. Hatta diğer kardeş gruplar da haberdar edilir ve tek vücut olarak meydanlara çıkılır. Fenerbahçe'nin tamamen doğaçlama bir şekilde sürdürdükleri bu "sivil toplum hareketi", örneğin Trabzon gibi kentlerde tüm mülki erkanın çağrıları sayesinde yapılabilmektedir. Sarı-Lacivertli kulüp aleyhine yaptığı yayınlarla dikkat çeken bir televizyoncunun da itiraf etmek zorunda kaldığı gibi, "Fenerbahçeli taraftarlar takımlarına müthiş bir şekilde bağlılar. Bu konudaki ortaya koydukları dayanışmalarını takdir etmek gerekiyor."