DİZAYN Boru'nun sahibi Mirmahmutoğulları: Akdeniz'e akan suları tersine akıtacağım.
***
Suyu ters akıtacak
O, Türkiye'nin yeni boru kralı Dizayn'ın patronu... İbrahim Mirmahmutoğulları, Akdeniz'e akan tatlı suyu yukarı doğru akıtmayı planlıyor..
Makine Yüksek Mühendisi İbrahim Mirmahmutoğulları'nın ailesi, Anadolu'nun Türkleştirilmesi esnasında, 275 yıl önce Azerbaycan'dan gelip Sivas kentine yerleşmiş. 2002 Dünya Genç Girişimci İşadamı Ödülü sahibi 43 yaşındaki İbrahim Mirmahmutoğulları, 50'li yaşlarda lise ve üniversite okuyan bir babanın 7 çocuğundan biri. 11 yaşında pazar tezgâhlarında zerzavat satarak içindeki girişimci ruhu uyandırdı. Yıldız Teknik Üniversitesi'ni burslu kazanarak İstanbul'a geldi. Teknolojisini kendi üreten bir firmanın sahibi olmak isteğiyle, 1987 yılında Dizayn Grup'u çok az bir sermayeyle kurdu. Dizayn Grup bugün ürün çapları büyük bir sektörde 72 ülkeye ihracat yapıyor. 2007 yılında 25 milyon dolarlık ihracat hedefliyor.
* Bu kadar uzun soyadı zorluk yaratmıyor mu? Üstelik aileniz Türkiye'ye geldiğinde 'Genç' gibi kısa bir soyadını aldıktan sonra değiştirmiş ve bu soyadını almışsınız... Soyumuzu soyadımıza çevirdik. 'Mir', övülmüşü, saygıyı ve güzeli temsil ediyor. Hoş bir soyisim. Ailemiz 275 yıl önce Azerbaycan'dan gelmiş. Babamın hobisidir; 500 yıllık seceremizi çıkartmış. Amerikan kültürünün 2 katı. Türkiye'ye geldiğimizde 'Genç' oldu. 17 harfli soyadım tabii ki zorluk yaratıyor. Bilgisayar ortamındaki kutular 14 harf ile sınırlı. Yurt dışında da zorluk oluyor. Ama öte yandan iyi bir sohbete giriş konusu da oluyor. (Gülüyor.)
* Azerbaycan ile bağlantınız, kurduğunuz bir fabrika ile sürüyor sanırım. Evet. Oraya hem teknoloji satıyoruz hem de know-how lisansımızla üretim yapıyoruz. Azerbaycan'daki fabrikamız 3'üncü yılın sonunda 40 bin ton kapasiteye ulaşacak. 2008 yılı ciro hedefimiz ise yaklaşık 40 milyon dolar.
* Yurt dışında başka yatırım olacak mı? Bu yıl bir yurt dışı yatırımımız olacak. 2008'de de en az 2 tane. Dünyanın, bizim ürettiğimiz ürünlere ihtiyacı var.
* Yurt içindeki fabrikalarınızda durum nedir? Teknolojisi yüksek ürünler üretiyoruz. Hiçbir yeni yatırımımız, bilinen ve uygulanan bir teknoloji olmayacak. Hepsinde özel ve yeni teknoloji kullanacağız. Rekabet avantajı sağlayacak. Yatırımlarımızın ciroya dönüşüm kabiliyeti 2007 yılı için 250 milyon dolar.
* Nasıl yatırımlar yapıyorsunuz? Tüm yatırımlarımızda know-how ve lisansı satarak ortak oluyoruz. Dizayn ismine yüzde 15, know-how transferine yüzde 15 alıyoruz. Ayrıca patentlerimizin kullanım hakkını bir değer sayıyoruz. Cebimizden çok para çıkmadan yatırım yapıyoruz.
* Dizayn, sadece bir boru üretim firması değil öyleyse? Su, gaz, petrol, enerji, kan, nem ve ısı gibi akışkanların taşınması amacıyla teknolojiler geliştiren bir teknoloji firmasıyız. 5 ana konuda teknoloji geliştiriyoruz: Malzeme, ürün, proses, proje ve uygulama.
'PATENTTE TÜRKİYE İKİNCİSİYİZ' * Örnek olacak derecede çok patentiniz var. Kaç tane? 64 patentimiz var. Türkiye'de Arçelik'ten sonra en çok patent üreten firmayız. Ama kişibaşı patent üretiminde birinciyiz. Bizde 38 mühendis var.
* Türkiye'de neden az patent üretiliyor? Kişi başına düşen milli gelir olarak Türkiye en gelişmiş ülkelerden çok ama çok geride. Patent sayısı olaraksa binlerce kat kötüyüz. Bizi fakir kılan şey, patent üretme kabiliyetimizin zayıflığı. Türkiye'de yaklaşık yılda 100 patent üretiliyor. Sırf Dizayn'ın 2007'de 20 patent hazırlığı var. Türkiye'nin 5'te 1'i.
* Rekabette tıkanılan nokta nedir peki? Herkes birbirinin aynı teknoloji ile üretim yapıyor. Tek çıkış yolları, rakibinden ucuza satmak. Kim ucuz satarsa pazarda hakim oluyor. Maliyetlerin altında fiyatlandırma yapılıyor. Dizayn bu kısır döngüye girmedi.
* Öyleyse fiyatlarınız rakiplerinizden daha yüksek? Rakiplerimizden daha kârlı ve pahalı satabiliyoruz. Yüzde bin 520 daha pahalıyız ve bundan mutluluk duyuyorum. Markamızın sağladığı bir avantaj.
* Mirline diye yeni bir markanız var. Nedir? Mirline projemizi 2005'te pazara sürdük. Alternatifi olmayan bir teknoloji. Binalara tırmanan rutubeti dışarı çıkartıyoruz ve içeri almıyoruz. Nem, binaya tırmanınca önce sıva ve boyaları döker, sonrasında büyük tehlike; beton ile demirin arasında yapışkanlığı bozması. Binalarımızı deprem kuvvetlerine karşı koruyan demirleri eritir.
'DEPREM BİLANÇOSUNU BİNA PASI AĞIRLAŞTIRDI' * Dünyada bina yapısı korozyonu nasıl etkiliyor? Her barınak rutubet alıyor. Rutubet olan her şey değer kaybediyor. Dünyada üretilen yıllık gelirden çok daha fazla bir rakam, korozyon nedeniyle buharlaşıyor.
* Ülkemizde denetim yapılıyor mu? Türkiye'de herkes biliyor, kimse cesaret edip söylemiyor. Bu gerçek, büyük huzursuzluk oluşturur. Korkulan bu. Ama tedbir de alınmıyor. Binadaki kat sayısı yükseldikçe risk de artıyor. Binalara bu yeni sistemi koyunca yeni bir korozyon oluşmuyor.
* Nasıl bir teknolojidir bu? Teknolojimizde bir yapı veya inşaat malzemesi yok. Tamamıyla bilgisayar teknolojisinden yararlanarak, ultrasonik dalgaları binanın duvarlarına sistematik gönderiyoruz. Sistem, binanın bodrum katına yerleştiriliyor.
* Kaç para bu sistem? Zemin alanına bakıyoruz, metrekare başına 40 euro alıyoruz.