Cinselliğin yaşla doğrudan ilgisi olmadığını söyleyen uzmanlar menopozla baş etmenin de sanıldığı kadar zor olmadığı görüşünde.
Kadınların yaşlılıktaki (50 yaş üstü) cinsel hayatını, menopoz dönemi ve sonrasını araştıran Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) uzmanları, "Yaşam boyu cinsel sağlık sizin de hakkınız. Bu hakkınızı çok iyi değerlendirmelisiniz" diyor. En önemli cinsel organın 'beyin' olduğunu açıklayan araştırmacılar, "Cinsellik için çok yaşlı olduğunuzu düşünmeyin. Sağlıklı bir cinsellik ömür boyu sürdürülebilir" çağrısını yapıyor. Kadınların hayatında dönüm noktası sayılan menopoz döneminin çok iyi bilinmesi ve ona göre adım atılması gerekiyor. 'Yaşlandım' diyerek cinsellikten uzaklaşmamak gerektiğine değinen CETAD uzmanları, menopoz döneminde yaşanacak sorunları ve çözüm yollarını şöyle sıralıyor:
HİS KAYBOLMASI... Cinsel istek kaybının birçok nedeni bulunuyor. Düşük östrojen bu nedenler arasında ilk sırada yer alıyor. Bazı kadınlar düşük östrojen nedeni ile cinselliğe yanıt vermiyor. Düşük östrojen, cinsel organ alanına gelen kan akımında azalmaya neden oluyor. Bu durum östrojen düzeyi ile oluşmuş tek cinsel sorun ise, daha aktif ön sevişme öneriliyor. Şayet bir kadın, cinsellikle ilgilenmemeye başlayıp veya tamamen cinsellikten uzaklaşıyorsa, östrojen düzeyini ölçtürmeden önce, evlilik ilişkilerinden kaynaklanan sorunların araştırılması gerekiyor. Östrojen seviyesi normal ise, yaşlılık konusundaki tutumu, eş veya partnerle olan ilişkileri ön plana çıkıyor. Sorun, vücut kimyasında değil de psikolojik olabiliyor.
HORMON KAYBI SORUNU Menopoz döneminde hormon kaybı ile ilgili yaşanan cinsel sorunların başında vajinal kuruluk geliyor. Vajinal kuruluk, ülkemizde kadının ve eşinin yanlış yorumlamalarına yol açabilecek bir belirti sayılıyor. Çünkü eşler tüm cinsel yaşamları boyunca vajinal ıslaklığın derecesine bakarak kadının uyarılma derecesini saptamaya çalışıyor. Kuruluk, cinsel istek yoksunluğu anlamına geliyor. Uzmanlar bunun yanlış bir değerlendirme olduğunu, bu yanlışın her iki tarafı da olumsuz etkileyeceğini belirtiyor. Hormon kaybı ile baş etmenin yolu daha sık bir cinsel aktiviteden geçiyor. Bu şekilde östrojen düzeyi ayarladığı gibi östrojen yapımı da artıyor. Vajinal kurulukla mücadelenin diğer yollarına gelince; beslenmeye soya ürünleri ilave etme, vücuttaki ince derileri kurutan maddelerden (örneğin antihistamikler, idrar söktürücüler, alkol ve kafeinli içecekler) mümkün olduğu kadar uzak durmak, günde 7-8 bardak su içmek, östrojen içeren kremler kullanmak, dişilik hormonu Hormon Replasman Tedavisi (HRT) sorunu çözebilir.
VAJİNAL ATROFİ Vajina duvarlarının kalınlaşması, vajinanın büzülmesi, elastikiyetinin sertliğinin kaybı anlamına geliyor. Dolayısıyla vajinanın ağzı bir dereceye kadar daraldığı için, vajinal kanal kısalıyor. Vajinal Atrofi'yle (vajina dokusunun zayıflaması) baş etmek için, uzmanlar daha sık cinsel aktivite yapılmasını öneriyor. "Gerçekten Vajinal Atrofi'yi önlemenin tek yolu aktif cinsel yaşamdır" deniliyor. Diğer yöntemler ise şöyle sıralanıyor:
NELER YAPILABİLİR? * Vajina kaslarını güçlendirip tonunu artıracak kegel egzersizler yapılabilir. Özellikle bu egzersizlerin doğum sonrası yapılması öneriliyor.
* E vitamini kapsülleri, krem veya ağızdan alınacak yardımcı ilaçlar da vajina kayganlığını artırabiliyor.
* Daha fazla soya ürünleri tüketmek gerekiyor. Östrojen içeren soya fasulyesinin yenmesi ve kapsüllerinin alınmasının vajina duvarının düzleşmesine yardım ettiğine dair yayınlar bulunuyor.