Kolayı var, dövün
Nesiller değiştikçe dünyanın da değiştiği söylenir hep... Düne kadar çalan, soyunan ayıplanırken, bugün ödüllendirilir... Hatta bu millet, bir zamanlar günah sayılanın şimdilerde caiz olduğunu bile görmüştür. Ancak yine de insanlar, bazı konularda ilk çağlardaki alışkanlıklarına sadık kalıyor... Misal, bir zamanlar anlamsız sesler çıkaran ademoğulları, şimdi 510 lisan birden konuşabiliyor. Ama yine de sorunlarını çözmek için birbirini dövüyor, öldürüyor. Ülkenin aydın kesimi sayılan gazeteciler, kalemin kılıçtan üstünlüğünü unutmuş, yumruklarını konuşturuyor... Televizyon ekranında Alihan diye bir şarkıcının, Ajdar denilen tabiri meçhul kişiyi nasıl dövdüğü bangır bangır yayımlanıyor. Kadına karşı şiddet varsa, kadından 'karşı şiddet' de meydanlara çıkıyor. Poposu dillere destan Tuğba Ekinci, kendi servetini (!) sahiplenmeye kalkışan Zeynep Yılmaz'ın otomobilini beyzbol sopasıyla parçalıyor. Demekkiartıkkonuşmak,anlaşmakiçinyetmiyor. Gücü yeten diğerini dövüyor, seyreden ve seyrettiren keyifleniyor. Çünkü artık bir mikrofondan diğerine söylenen sözlerin hükmü geçmiyor. Laf atmak out, tekme-tokat atmak in sayılıyor. Kavga edenleri ayıplamak mı, kime ne canım, reytingler zaten fırlıyor!
***
Bunlar magazin sayfalarından aklımıza takılanlar... Üçüncü sayfalar ise halkın şiddet kabiliyetini gösteriyor. Yemeği beğenmeyen koca, karısını doğruyor. Anne, çocuğunu döve döve öldürüyor... Karı-koca tartışmalarının sonunu balta, odun, ekmek bıçağı gibi cinayetlerden tanığımız malzemeler getiriyor... Parlamentoda vekiller de dövüşüyor, sek sek oynayan bebeler de... Tüm bunları gözlemleyen sözde entel takımı da, dönüp dolaşıp yine olan biteni ekonomik yoksunluğa bağlıyor. Sanki fakirlik, birilerini dövmek için nedenmiş gibi gösteriliyor. Halbuki bireysel silahlanma, en çok gelir düzeyi yüksek insanlarda görülüyor. Villalarda dayak yiyen kadınlar, gecekonduda yaşayanlardan çok daha fazla oluyor. Şiddetin simgesi sayılan Kurtlar Vadisi bile AB grubunda 1'inci sıraya oturuyor. Dayak, cepteki paraya bakmıyor...
***
Günümüzde şiddet, kolaya kaçan insanların ellerinde besleniyor. Çünkü konuşarak anlaşmak için bazen fedakarlık, bazen hoşgörü gerekiyor. Kendini karşındakinin yerine koymak, senin gibi düşünmeyeni anlamak, öğrenmek ve hatta öğretmek lazım geliyor İştetümbunlarıyorucubulanbirçoklarıda,'Allahneverdiyse',ilkçağlardakiiçgüdüseltavırlarınabaşvuruyor. Geriye kalanlara da, odunu baltası hazır bekleyen insanlara meram anlatmak, hatta onları da anlamak düşüyor... Ya da belki de dayak yememek, öldürülmemek için susup oturmak...