Futbolun meyvesi gol, futbolcunun gıdası da taraftardır. Beşiktaş Kulübü'nün de can damarı her zaman için Çarşı'dır. Futbolda eğer iyi bir taraftarın varsa koşmayan futbolcu koşar, bağırmayan taraftar varsa kesinlikle bağırır. Bunun da temelinde daima Çarşı Grubu vardır. Çarşı Grubu A'dan Z'ye benim tanıdıklarımla dolu. Başta Alen olmak üzere hepsiyle iç içe futbolu konuştuğumda onların çok kültürlü ve futbolu bilen gençler olduğunu gördüm. Futbol iyi oynandığı zaman alkışlanıyorsa hemen aklıma Beşiktaş- Tottenham maçı geldi. Futbolu o karşılaşmada daha iyi oynayan Tottenham maçı kazandı. Yazımı yazdığım anda başta Çarşı Grubu olmak üzere 30 bin kişi koro halinde Tottenham diye bağırdı (Üstelik biz İngilizler'i sevmez görünürüz) Başta Çarşı olmak üzere tüm Beşiktaşlılar Tottenham'ı alkışladı ve bu centilmenlikten dolayı Beşiktaş Kulübü'ne UEFA'dan teşekkür mektubu geldi. Hem de gözlemciden. Demek ki Çarşı'ya yanlış bakıpkötü düşünenlerin Çarşılı gençlerle konuşunca felsefesi hemen değişecektir. Beşiktaş Kocaeli'nde cezalı olduğu bir maçta Gaziantepspor önünde 4-0 mağlup durumdaydı. 2'nci yarıda 4-0'dan sonra coşan, coşturan bir Çarşı Grubu var. Bu grup Beşiktaş'a 3 gol attırdı. Eğer maç 5 dakika uzasa, Ahmed Hassan o golü atsa, hakem de penaltıyı verse inanın Beşiktaş sahadan 5-4 galip ayrılmış olacaktı. Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın bu sezon 0-0 berabere kaldıkları maç sonrası, Nihat Özdemir, "50 bin kişiyle Palermo'yu 3-0 yenerken bizi destekleyen taraftarımız 2 bin kişilik Beşiktaş taraftarının tezahüratına boyun eğdi" diyerek Çarşı'nın rakipsizliğini sanki teyid ediyordu. Çarşı Grubu, Beşiktaş'ın can damarıdır. Herkes Çarşı'ya sahip çıkarsa Çarşı'daki bazı yanlış kişiler de Çarşı Grubu'nun huyuna uyarlarsa Beşiktaş muhteşem bir taraftar grubuna sahip olacak. Dünyanın neresine gidersen git Çarşı'yı her yerde bulursun. Bu ne demektir...