Koroner kalp hastalıkları tüm dünyada ölüm nedenleri arasında hala ilk sıradaki yerini korumaya devam ediyor. Ancak bilimadamları, yaşam şeklinde yapılacak değişikliklerle hastalıktan korunmanın, hatta hastalığı geriletmenin mümkün olabileceğini belirtiyor. Koroner damarlara ait kalp hastalıkları, enfarktüs, koroner yetersizliği, kalp krizi gibi isimlerle anılsa da, aslında hepsi aynı temele dayanıyor: Kalbi besleyen koroner damarların damar sertliği nedeniyle daralması, kireçlenmesi ve içinden kan geçememesi sebebiyle kalbin o damarının beslediği bölgenin kansız kalarak canlılığını yitirip ölmesi SON NOKTA KALP KRİZİ Koroner yetersizlikte kalp canlılığını kaybetmemiş olsa da uyarılar veriyor ve zamanla ilerliyor. Bu tablonun son noktası kalp krizi oluyor. Kalp krizi yaşanmadan önceki ilk aşamada damarda daralma oluyor. Bu daralma, göğüste başlayan ve sol kola yayılan ağrıyla ortaya çıkıyor. Zamanla ilerleyen bu darlık ya tamamen tıkanıyor ya da üzerine pıhtı oturarak kan geçişini tamamen engelliyor ve enfarktüs meydana geliyor. Bu durum ölümle de sonuçlanabiliyor. Atlatıldığında da sorun devam ettiğinden çözüme ulaşmak için bazı yöntemler uygulanıyor.
DAMARLARIN BOZULMASI Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Besim Yiğiter, aterosklerozun (damar sertliği) bilinen ve bilinmeyen nedenleri olduğunu açıklıyor. Damar cidarını bozan tipik risk faktörleri bulunuyor ki; sigara bunların başında geliyor. Yağlı gıdalar, kan yağlarının yüksek olması, diyabet ve yüksek tansiyon ile genetik faktörler diğer belirleyici risk faktörleri olarak sıralanıyor. Bu risk faktörleri hastalığın oluşmasına ya da ilerlemesine neden oluyor. Genetik faktörler: Ailesinde ve yakın aile fertlerinde damar sertliğine bağlı erken ölümler yaşayanlarda genetik faktörlerin etkin olduğu belirtiliyor. Yaş: Damarlarda yaşla birlikte yaşlanma oluyor ve risk faktörleri de artıyor. Ancak son yıllarda yanlış besllenme gibi nedenlerden dolayı bu sorun gençleri de etkilemeye başladı. Araştırmalar, damarlardaki bozulmanın 7-8 yaşlarından itibaren başladığını gösteriyor. Metobolik sendrom: Toplumun yüzde 24-25'ini etkileyen bir sorun. Bu sendrom, çocuklarda bazı ipuçları veriyor. Çocuğun şişman olması, tansiyon değerlerinin normalin üst sınırında olması, kan şekeri değerlerinin normal ya da normalin üst sınırında tespit edilmesi gibi durumlarda çok dikkat etmek gerekiyor. Obez ya da diyabeti olan çocuklarda erken teşhis konulmadığında 30'lu yaşlarda kalp krizi geçirme riski artıyor. Bu kişilerin hayat tarzında yapılacak değişikler, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesiyle ileride meydana gelebilecek problemlerin önlenmesi, azaltılması veya geciktirilmesi mümkün oluyor.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ Tanı konduktan sonra anjiografiyle sorunun haritası çıkarılıyor. Bu tetkikin sonunda koroner damarlarda çok kritik daralmalar varsa, bu darlığı ortadan kaldırmak tedavinin birinci prensibini oluşturuyor. Balon ya da stentle darlık aşılabiliyor. Farklı nedenlerden dolayı bu yöntemler uygulanamıyorsa cerrahi kullanılıyor. Cerrahide de kalbin tıkalı olan damarlarına, vücudun bir başka yerinden alınan damarlar ilave ediliyor. Böylece tıkanıklık geride kalıyor ve damarda kan akımı sağlanıyor. Dr. Besim Yiğiter