Ofisinde görüştüğüm Türk iş dünyası ve sivil toplumunun ileri gelen isimlerinden Can Paker, raporlarıyla ses getiren, Türkiye'nin tartışmalı sivil toplum kuruluşlarından TESEV'in Başkanı, Açık Toplum Enstitüsü'nün Danışma Kurulu Başkanı, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi, Türk Henkel'in 2004 yılına kadar Yönetim Kurulu Başkanı, TÜSİAD Haysiyet Divanı Üyesi ve 2006 yılında da Human Rights Watch'ın ilk Türk Avrupa Danışma Kurulu Üyesi. Randevulaştığımız gün, Ermeni yazar Hrant Dink henüz öldürülmüştü. Söyleşimiz Can Bey'in sürekli çalan telefonlarıyla sık sık kesildi. Hatta yakınlarından "Aman Can, sen de dikkat et" diyenler oldu. İşte o röportaj...
* Hrant Dink cinayetini nasıl yorumluyorsunuz? Türkiye'yi Batı'dan kopartmak için yapılmış bir fiil. Türkiye, kolay kolay bunun altından kalkamaz. Biz Batılılaşırken Ortadoğu tarzı eylemler kendisine yer arıyor. Bu cinayet, Türkiye'ye AB yolunda ve Batılılaşmasında konulan bir taştır. Bütün parlamentolardan Ermeni Yasası'nın geçmesi artık çok daha kolay hale gelmiştir.
* Bu olay AB üyelik sürecimizi nasıl etkiler? Türkiye'nin, Avrupa Birliği süreci dışında, tüm Batı ülkeleriyle ilişkilerini de zedeleyecektir. Bu bir tuzaktır, düşmemeye çalışmak lazım.
PROJELERE DESTEK
* George Soros'un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü, Türkiye'de de birçok projeye destek veriyor. Özellikle ne tarz projelere fon ayrılıyor? 60'a yakın ülkede, açık toplum idealine yönelik proje ve etkinlikleri destekliyor. Açık Toplum Enstitüsü, Türkiye'deki çalışmalarına 2001 yılında başladı. O zamandan bu yana, engelli haklarından namus cinayetlerinin önlenmesine, eğitim reformundan sivil toplumun güçlendirilmesine, Avrupa Birliği sürecinden insan haklarına kadar 86 önemli projeye yaklaşık 7 milyon dolar destek verdik. Kimsenin aklına gelmeyen birçok projeyi fonluyor, destekliyoruz. Körler için İnternet Kütüphanesi Projesi, Türkiye'de Orta Sınıf Araştırması, Herkes için Adalet Projesi, Türkiye'de Kültürel Çeşitliliğin Fotoğraflanması Projesi ve Türkiye'nin Üyeliği Konusunda Avrupa Birliği Ülkelerindeki Tartışmalar Araştırması gibi projeler...
* TESEV'in son aylarda tartışılan raporlarından biri de başörtüsü istatistiği... "Türkiye'de başörtüsü azalıyor" sonucu nasıl çıktı? Hangi metodolojiyle yapıldığı, araştırmada belirtiliyor. Araştırmayı yapan akademisyenler, konularında son derece uzman kişiler, üniversitelerde bunun dersini veriyorlar. Daha kimi bulalım?
* Sokaklarda başörtülü kadınların arttığını görüyoruz ama? Nereyi ve kimleri görüyorsunuz, ayrı bir konu. Bu bir orta sınıf araştırmasıdır. Türkiye, köylü toplumdan orta sınıf topluma gidiyor. En önemlisi de kadın hakları. Bakınız son zamanlarda kadın derneklerinin sayısı artmıştır. Başörtülü kadınlar ortaya çıktıkları için çok görünüyor. Eğer görünürlüğe göre bakarsanız, Türkiye'de hiç sakat yoktur. ABD'ye bakarsanız da her yerde sakat görürsünüz. Bu demek değildir ki Amerika'da daha çok engelli var. Türkiye'de engellilerin olanakları yok da ondan dışarıda görmüyoruz. Başörtüsü de böyle. Başörtüsü, dinsel simgeden öte orta sınıf kadının toplumda yer alması simgesidir. GİDİŞATIMIZ ÇOK POZİTİF
* Türkiye'nin gidişatını nasıl görüyorsunuz? Olumlu mu? Olumsuz mu? Çok optimistim. Türkiye hızla değişiyor. Bunun 2 sebebi var: Birincisi, iç talep var. Orta sınıf oluştukça herkes farklılaşır. Köylü toplumlarındaki gibi aynı kalmaz. Bu farklılığın devamı için orta sınıfın demokrasi talebi var. Köylü toplumlarını merkezi ve hiyerarşik sistem yönetebilir. Orta sınıfı yönetemez. Tek çözüm, demokrasidir. İkincisi, AB ve Batı'nın dış baskısı. Soğuk savaşın sonuna kadar Türkiye sadece Sovyetler Birliği'ne karşı olduğu için önemliydi. Batı da beraber olacağı ülkelerin demokratikleşmesini istiyor. Türkiye'de askeri darbe olduğunda kimse sesini çıkartmıyordu. Şimdi olsa, dünya ayağa kalkar.
* Önümüzde 2 önemli seçim var. Seçimler bir kriz yaratır mı? Ne Cumhurbaşkanlığı'nda ne de genel seçimlerde bir kriz yaşayacağımızı zannetmiyorum. Ekonomi stabilitesi oldukça yerinde. Türkiye, tüm dünyayla etkileşim içinde.
* Cumhurbaşkanı kim olmalı? Seçici ben değilim. Meclis seçecek. Demokratik olarak seçildiği sürece, kimse problem olmaz. "Cumhurbaşkanı vasıfları nasıl olmalı?" kavramına ben karşıyım. Vasıf tarifi, antidemokratiktir. Zaten Anayasa var. "Davranışı şöyle olacak", "Karısı böyle olacak" gibi detaylar, şart değildir. Bunu şart gibi koymaya başladılar. Bunlar sadece istek olabilir.
* Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Köşk'üne çıkarsa, eşi Emine Erdoğan'ın başının kapalı olması sorun yaratmaz yani? Hayır. Hiçbir problem yok. ROL MODELLERİ GEÇMİŞE AİT
* Peki genel seçimler için nasıl bir senaryonuz var? Seçime yaklaşmadan söylemek spekülatif. Bugünkü ortamına göre, ya AKP tek başına gelir ya da koalisyon oluşur. Ama AKP önde gelecek gibi.
* Türk iş dünyasında sizce kimler rol modelidir? İş dünyası, Türkiye'nin ve dünyanın hızlı değişiminden çok etkileniyor. Buradaki rol modelleri geçmişe ait. Geleceğe yönelik rol modeli yaratmamak lazım. Tek bir ilkem var. İş dünyası da insan ilişkileridir.