Hazır giyimciler, alışveriş merkezlerindeki kiraların tırmanışını hayretle izliyor. Orka Group Başkanı Orakçıoğlu, "Şu an istenen rakamlar 20 yıllık tecrübemizle örtüşmüyor. Kontratlar döviz cinsinden. 2001 krizi ne çabuk unutuldu?" diyor gördük!
***
20 yıldır sektördeyiz, böyle kira ne duyduk, ne gördük
Hazır giyimciler, alışveriş merkezlerindeki kiraların tırmanışını hayretle izliyor. Orka Group Başkanı Orakçıoğlu, "Şu an istenen rakamlar 20 yıllık tecrübemizle örtüşmüyor. Kontratlar döviz cinsinden. 2001 krizi ne çabuk unutuldu?" diyor gördük!'.
Alışveriş merkezlerinin dudak uçuklatan metrekare kira fiyatları, başta hazır giyimciler olmak üzere perakende sektörü üzerinde adeta kara bir gölge gibi dolaşıyor. Damat Tween ve ADV markalarının yaratıcısı Orka Group'un kaptan köşkünde oturan Süleyman Orakçıoğlu, "Sanki alışveriş merkezlerinde bize kepçeyle para veriyorlarmış gibi 5-10 yıllık dayatma kira kontratlarını önümüze koyuyorlar. Kontratlar döviz cinsinden. 2001 krizi ne çabuk unutuldu? Dövizde yaşanacak bir dalgalanma, şirketleri zor duruma sokabilir. Alışveriş merkezlerinde istenen kiralar, şimdi olmasa bile 2-3 yıl içinde sektörde büyük sorun yaratacak" uyarısında bulunuyor. "Şu an istenen rakamlar bizim 20 yıllık tecrübemizle örtüşmüyor. Dünyada böyle rakamlar yok" diyen Orakçıoğlu, hazır giyimcilerin alternatif çözüm yolları aradığını söylüyor. Orakçıoğlu, hazır giyim sektörünü ve Orka Group'un yol haritasını TAKVİM'e anlattı:
'10 KEZ DÜŞÜNMEK GEREK' n Sektörde yerli-yabancı kavgası, bir alışveriş merkezinin yer ve kirada yaptığı ayrıcalıkla su yüzüne çıkmıştı. Bu anlayış sürüyor mu? Sadece o da değil, 5-10 yıllık zorunlu kontratlar olmaya başladı. İş yapsanız da yapmasanız da en az 5 ya da 10 yıl sanki o kirayı ödemek zorundasınız ve çıkma hakkınız yok. Herkesin gerçekten son derece dikkatli olması lazım. Bugün olmasa bile mutlaka 2-3 yıl sonra sorun yaşanacak. Kontratların hepsi, dolar ya da euro üzerinden. Piyasaların dövizde bir düzeltme yapması halinde, buradaki artışlar maliyetlere yansıdığı takdirde çok ciddi sorunlar ortaya çıkacaktır. 2001'de bunun sancısını gördük. Kimse için böyle bir şeyi temenni etmiyoruz ama bugün alışveriş merkezleriyle kira kontratlarına imza atarken, 10 kez düşünmek gerektiği düşüncesindeyim. Bunun sonrası da var. Nişantaşı'nda yapılan bir alışveriş merkezi için metrekare başına 170 euro artı genel giderler istiyorlar. 20 yıldır sektördeyiz, telaffuz edilen rakamlar, tecrübemizle örtüşen rakamlar değil. Dünyada yok.
* Hazır giyimciler kendi alışveriş merkezini kurmayı planlıyordu. Hâlâ aynı fikirde misiniz? Alışveriş merkezlerinin yaklaşımı birçok firmayı birtakım arayışlar içine itiyor. En iyi yerleri en ucuz fiyatla yabancılara vereceksiniz, kalan yerleri de yerli markalar arasında sanki açık artırmaya çıkartmış gibi politika izleyeceksiniz. Çifte standart var ve bu böyle gitmez. Belli bölgelerde belirli düzenlemeler yapılabilir. Dünyada sokak mağazacılığına dönüş var. İstanbul'da bu anlamda birçok avantajlı bölge bulunuyor. Beyoğlu da, Bakırköy de, hiç ummadığınız bir yer de olabilir. Önemli olan, sofistike yapıyı ortaya koyabilecek bir lokasyon olması. Herkeste bu tecrübe var, önemli olan sektörde deneyimli olan tarafların bir araya gelerek hareket etmesi. Öte yandan bizim sektörden arkadaşlarımızın yaptığı projeler içinde bir pay alarak yer almak mümkün.
EL CEZİRE'DE REKLAM * Hazır giyimin 2007 falına bakacak olursak... 2006 bizim için zor bir yıldı. İlk yarıda sorunların tavan yaptığı bir süreç yaşadık. Hazır giyim sektörünün ihracatında yüzde 10'luk düşüşler olmaya başladı. Mayıstaki dalgalanmadan sonra haziran ve temmuzda toparlanma süreci başladı. 'Kurla ihracat arasında bağlantı yok' diyenlere bir cevap oldu bu toparlanma. Eylül itibarıyla gerçekten bir performans yakalanmaya başladı. 2006'da her şeye rağmen hazır giyim ihracatında yüzde 2'lik artış sağlandı. Bunu sağlayan, son 2 aydaki yüzde 10-15 civarındaki artışlar oldu. Birkaç sebebi var. İlki, sezon içinde satan ürünü, rafa en kısa sürede koyan ülke olmamız. İkincisi de AB'nin Çin'e karşı uyguladığı kotaların yıl sonuna doğru limitlerinin dolması, alım konusunda bizi avantajlı konuma soktu. İstanbul Deklarasyonu'nun 3 yılda sektöre sağladığı avantajı kimse inkar edemez. 2005, 2006 ve 2007'de 18-20 milyar dolarlık ihracatı, Çin rekabetinin dışına taşımış olduk. İhracatımızın yüzde 76'sını AB'ye yapıyoruz. Bu çok önemli. Hem dünyanın en zor pazarı, hem de bu pazarın istekleri kaliteli ve katma değeri yüksek ürün. O yüzden sektörün 2006'da yaptığı ihracatı büyük başarı olarak görüyorum. Hiçbir sektörün yaşamadığı bir baskıya rağmen bunu gerçekleştirdik. Bu yılki ihracat hedefimiz 21 milyar dolar. Hazır giyim için 15, tekstil için 6 milyar dolar. 2010'da da Türkiye'nin moda endüstrisinin büyük oyuncusu olacağına inanıyorum.
* Orka için 2006 nasıldı? Bir yapılanma dönemiydi. Eğitime önem verdik. Grup ciromuzu yüzde 15-20 artırdık. Yurtdışında atağımız vardı. 21 ülkede 35 mağaza ile bitirdik. Kendi markamızla 7 milyon dolara yakın ihracat yaptık. 2007'de Kahire, Halep gibi yerlerde ikinci mağazalarımız açılacak. Yakın coğrafyayı kafaya taktık. 2007 sonunda buradaki mağaza sayımızı 25'e çıkaracağız. Şubattan itibaren El Cezire'de reklam filmlerimiz yayınlanacak. Hedefimiz ciroyu değil, kârlılığı artırmak.