YENİ yıla, kalan son 5 maçını kazanmak ve 16 takım arasına kalmak parolası ile çıkan Fenerbahçe Ülker'in, sezon başından beri Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi savunma koçu Aydın Örs'e rağmen savunmasını bir türlü oturtamaması takımın en büyük handikapı idi. Sarı-Lacivertliler'in en büyük kozu olan seyircisi dün gece de diğer maçlarda olduğu gibi tribünleri doldurmamıştı ve Abdi İpekçi'nin o çirkin perdelerine rağmen salon yine boş gözüküyordu. Sezon başından beri takıma uygun olup olmadığı sürekli tartışılan Solomon maça muhteşem başladı. İlk çeyrekte takımın bulduğu 18 sayının 14'ü Solomon'dan geldi. İkinci periyotta müdafaada istediği sistemi oturtmuş gözüken temsilcimiz, hücumda boş atışlardan uzun süre sayı üretemedi. Taa ki Mrsiç'in peş peşe soktuğu iki can alıcı üçlüğe kadar. Bir ara iki sayıya kadar düşen fark tekrar açıldı ve 8 sayı avantajla soyunma odasına gidildi. İkinci yarıya çok daha iyi savunma yaparak başlayan Fener'de, içeriden Kambala, dışarıdan Solomon-Mrsiç ikilisi çok yüksek yüzde ile sayılar buldu. Son periyotta Rasim, Ömer ve Oğuz takımlarına büyük katkıda bulundular. Dün gece hakemler de maçı çok iyi yönetti. Özellikle Avrupa'nın son dönem en iyi hakemlerinden sayılan Fin hakem Jungebrand ortada gözüken kararları lehimize çevirmemizde etkili oldu. Dün gece Fenerbahçe gerçek kimliğini ortaya koyarak oynadı. Bu galibiyetten sonra henüz her şey bitmiş değil ama bundan sonra her maç hayati önem taşıyor. Fenerbahçeli oyuncular bu şekilde mücadele ederse, 4'te 4 yapmaları da hiç zor değil.