Fenerbahçe'nin 100 yıllık tarihine baktığımızda özellikle futbol dalında sadece Türkiye sınırları içinde değil, Avrupa'da da bir çok ünlü kulübe nasip olmayan bir şekilde korkunç bir kupa koleksiyoncusu olduğunu görürüz.. Futbol dalında elde edilmiş birinciliklerden resmi 84 adet, özel 42 adet olmak üzere toplam 126 kupaya sahip olan Sarı-Lacivertli kulübün müzesinde hemen hemen her organizasyondan şampiyonluk kupası bulunuyor. Bu sayının 2 ve 3'üncülüklerden gelen kupalarla arttığını düşünürsek müzede boş yer kalmadığını söylemek abartı olmaz.. Fenerbahçe'nin müzesinde abartmıyorum yoldan geçen 10 kişiye sorsak geçen yılın birincisini bilemeyeceğinden adımız gibi emin olduğumuz UEFA Kupası yok ama çok daha anlamlı binasının önündeki iskeleye yanaşan motorlarla Anadolu'ya silah kaçırmaktaydılar. Fenerbahçe kulübünün kayıkhanesi bir silah ve cephane deposu haline getirilmişti. Geceleri gizlice bu kayıkhanenin önündeki ahşap iskeleye yanaşan motorlar buradan yüklenip, gizlice Moda koyuna açılıyor, oradan İzmit'e geçerek Anadolu'ya silah ve cephane götürüyorlardı. Fenerbahçe kulübünün bu "Zararlı (!) faaliyeti" İşgal Orduları Başkomutanlığı tarafından haber alınmış, ancak bunun farkına varan Fenerbahçeliler kayıkhaneyi derhal boşaltarak cephaneyi çevredeki üye ve sporcu evlerine taşımışlardı. Kulübü basan işgal kuvvetleri birlikleri ortada delil bulamamışlardı. Ancak yine de Başkomutanlık tarafından Fenerbahçe Kulübü'ne süngülü bir müfreze bırakılmış ve Fenerbahçe kulüp binası haftalarca işgal altında tutulmuştu. Tüm çabalara rağmen bir şey elde edememiş olmak, işgal ordularının İngiliz Başkomutanı General Harrington'u oldukça öfkelendirmekteydi. Fenerbahçe'ye; hiç olmazsa futbol sahasında acı bir darbe indirebilmek için elinden "Gardler Muhteliti Türk kulüplerine meydan okuyor. Galibine, Başkumandanın adını taşıyan büyük bir kupa verilecek bu maça Türk kulüpleri diledikleri gibi takviye de alabilirler." Fenerbahçeliler bu meydan okumanın direkt olarak kendilerini hedef aldığını hemen anlamışlardı. Ve yine gazeteler aracılığı ile hemen gereken cevabı vermişlerdi: "Fenerbahçe Kulübü yalnız kendi kadrosuyla bu maçı şartsız olarak kabul eder." İstanbul'da büyük bir heyecan uyandıran maç 29 Haziran 1923 günü, Taksim Stadı'nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde oynanmıştı. Bu maçı izlemek üzere "Iron Duck Zırhlısı" ile özel olarak gelen Malta Valisi Lord Plummer'de İşgal Orduları Başkomutanı General Harrington'la birlikte şeref köşesindeki yerini almıştı. Şeref köşesinin önündeki masanın üzerinde de maçın galibine verilecek olan General Harrington Kupası" duruyordu. Fenerbahçe bu tarihi maça, hiç gol yemeden İstanbul şampiyonluğunu kazanan ünlü kadrosuyla çıktı: Şekip Kulaksızoğlu- Hasan Kamil Sporel,