Axel Springer'in Doğan TV'den hisse alımı RTÜK Kanunu'nun birçok maddesine aykırı.
İsterseniz Axel Springer'in Doğan TV'den hisse alımının RTÜK Kanunu'nun hangi maddelerine aykırı olduğunu bir kez daha hatırlayalım. Doğan TV, gruba ait Kanal D, CNN Türk ve Star TV gibi ulusal kanallar ve sayısı 20'ye varan tematik ve kablolu televizyon kanalını iştirak ilişkileriyle bünyesinde topluyor. RTÜK Kanunu'nun 29. maddesi de özel radyo ve televizyonların kuruluş ve hisse oranlarını düzenliyor. Bu maddenin "h" bendi "Bir özel radyo ve televizyon yayın kuruluşunda yabancı sermayenin payı ödenmiş sermayenin yüzde 25'ini geçemez" diyor. Axel Springer de yüzde 25 hisse aldığı için bir aykırılık yok ancak bir de "ı" ve "j"bentlerine bakalım: "ı) Bir özel radyo ve televizyon yayın kuruluşunda ortak olan gerçek veya tüzel yabancı kişi bir başka radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olamaz." Doğan TV iştirakleri kanalıyla grubun tüm televizyonlarını bünyesinde topladığı için Axel Springer'in ortaklığı birden fazla televizyonda ortaklık anlamına geliyor. "j)Radyo ve televizyon yayını izni verilen bir anonim şirketin hisse devirleri, devir tarihinden itibaren bir ay içinde, ortakların ad ve soyadları ile şirketin devri sonucunda oluşan ortaklık yapısı ve oy payları hakkındaki bilgilerle Üst Kurul'a bildirilir. Bu şirketlerin bir başka şirkete devri, bir başka şirketin devralınması, bir başka şirketle birleşme işlemlerinden önce, Üst Kurul'dan gerekli bilgi ve belgelerle izin alınması zorunludur. Bu işlemler sonucunda şirket yapısında bu kanun hükümlerinde öngörülen hususlara aykırılık oluştuğu takdirde Üst Kurul'un vereceği süre zarfında bu aykırılık giderilmek zorundadır. Aksi halde yayın izni iptal edilir." Bugüne kadar RTÜK'E yapılan bir başvuru yok. Ancak RTÜK kendisi de devir ile ilgili evrakları isteyip inceleyebilir. Bunun için başvuruya ihtiyaç bulunmuyor. Ayrıca RTÜK Kanunu'nun 4. maddesi yayın kuruluşlarının yayın ilkelerinin ulusal güvenliğe aykırı olamayacağını açık olarak belirtiyor. Bu durumda akıllara Axel Springer'in internet sitesinde de açıkladığı kurumsal ilkeleri geliyor. Axel Springer'in kurumsal ilkeleri arasında İsrail devletinin hayati haklarının desteklenmesi ve transatlantik birliği ve ABD ile işbirliğini savunmak yer alıyor.
KANUNA KARŞI HİLE ÇABASI Bu şirketin Türkiye'de televizyonlara ortaklığının kabul edilmesinin emsal olarak görülmesi kaçınılmaz. Eğer Axel Springer'in ortaklığı için RTÜK'ten görüş sorulmayacaksa yarın Rum devletinin Kıbrıs'ın tek temsilcisi olduğunu yayın ilkesi yapmış bir şirketin ya da sözde Ermeni soykırımının tüm dünyada tanıtılmasını kendine amaç edinmiş bir şirketin Türk televizyonlarına dolaylı ortaklık yoluyla sahip olmasının önü açılmış olmayacak mı? RTÜK Kanunu'nun özünde yabancılara yüzde 25 hisse sınırlaması ve birden fazla televizyonda tek bir yabancı şirketin ortak olamayacağı sınırlaması var. Dolaylı ortaklıklarla ve karmaşık hisse ilişkileri sonucunda bu kanun maddelerinin aşılması çabası kanuna karşı hileden başka birşey değil. Hukuk kitaplarında "Yasanın yasakladığı bir amaca, yasaklama kuralını uygulama dışında bırakarak, başka bir yoldan ulaşmaya yasaya karşı hile denilmektedir" diye yazıyor. Bu da incelediğimiz durumu birebir açıklıyor.