Havaalanı ve liman kralı Hamdi Akın gözünü raylara dikti: Metro acilen özelleştirilmeli, ben bu işe talibim.
Son 2 yılda 5 milyar dolarlık havaalanı, liman ve taşıt muayene istasyonu ihalesi kazanan Akfen'in patronu Hamdi Akın'ın önerisi şöyle: Metro bedelsiz devredilmeli. Özel şirket finansman bulup İstanbul'u metro ağıyla donatmalı. Doğrusu bu.
En borçlu işadamı kim esprisi "En borçlu işadamı ben değilim ama böyle anılmaktan da rahatsız değilim. Çünkü kimse borç istemiyor" diyen Akın, İstanbul trafiğine çözüm önerdi: Bu çilenin bitmesi için işyerleri ve evler birbirine yakın olmalı. İstanbul bu anlayışla planlanmalı.
Başkan olur mu? Akın'ın ismi, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı için geçiyor. Peki aday mı? Akın, bu konuda temkinli: Bir başkan varken konuşmam etik olmaz.
***
Metroya talibim
Limanların Efendisi Hamdi Akın, bu kez metroya talip. Akın, "Eğer özelleştirilirse metroyla çok ilgiliyim Bu iş belediyenin işi değil" diye konuştu.
AKFEN Grubu Başkanı girişimci işadamı Hamdi Akın ile İstanbul'daki ofisinde görüştük. 52 yaşındaki Hamdi Akın, daha yeni CNBCe ve TİKAD tarafından ayrı ayrı "Yılın Girişimcisi" seçildi. Hamdi Bey'in ilk eşinden 24 ve 20 yaşında 2 çocuğu, şimdiki eşi Şafak Hanım'dan da 12 ve 1.5 yaşında 2 çocuğu var. 2 kız, 2 erkek. Büyük oğlu askerde. Herkes onu 'Ankaralı işadamı' olarak tanısa da aslen İstanbullu. Babasının isteğiyle makine mühendisi olmuş. İlk parasını da mahallesindeki caminin kalorifer kazanını yaparak kazanmış. Bu iş için "İlk faturalı işim" diyor, çocukluk döneminin ondan önceki çekirdek, gazoz satma işleri kendi deyimiyle 'kayıtsız ekonomi'. 1984'te Ankara'da inşaat malzemesi satan Akın, 90'lı yıllarda aldığı hastane, okul, havalimanı ihaleleriyle büyüdü. Hamdi Akın'ın dönüm noktası TAV oldu.
Ankara'da yaşıyorsunuz ve haftanın yarısı İstanbul'dasınız. 2 şehirde yaşamak zor mu? Bizim tip işadamları 2 şehirde yaşamalı. Çünkü hükümetlerin politikaları bizim için önemli. Özelleştirmenin ne yapmak istediği, 2007 programı, bakanın ve Başbakan'ın ne düşündüğü, yeni yatırımlar için görüşmeler önemli. Günlük, haftalık takip edilmeli. İstanbul'da yaşayan işadamı, değişen siyasi kararları sıcağı sıcağına takip edemiyor. İstanbul, ticaretin ve uluslararası piyasanın merkezi. İstanbul'da oturup Ankara'ya gidip gelmeyi becerebilen bir işadamı görmedim. Haftada 1 gün bile gidemiyorlar. Ankara'ya gitmek için başka sebep yok. Ankara'da oturursanız İstanbul'a gelmek için birden fazla sebep var. Ankara'dan İstanbul'a taşınmış arkadaşlarım var, Ankara'yı unuttular.
'LEVENT LOFT TRAFİĞİ ARTIRMAZ' İstanbul trafiğine dayanabiliyor musunuz? İstanbul yaşanacak bir yer değil. Son zamanlarda daha da kötü hale geldi. İşyerinde hapis oluyorsunuz. Başka bir ofise gidecek olsanız, gününüz geçiyor.
Trafiğe bir çözüm öneriniz var mı? Levent ve Maslak birleşti. O yol her ikisinin trafiği oldu. Yerleşim ve iş merkezlerini banliyö şeklinde yaparsanız, İstanbul'u dışarıdan içeriye doğru büyütürseniz, trafiğe çözüm olabilir. İstanbul'u sınırlarından başlayarak geliştirmek gerekli. Tüm yollar homojen olarak yayılır. İş ve yaşamı birlikte kaydırmak lazım. Ev ve iş ayrı yerlerdeyse felaket. Mesela havaalanına yakın diye hosteslerin hepsi Ataköy'de oturmayı tercih eder.
Levent'teki Loft projeniz Nisan 2007'de bitince, o da trafiği artırmayacak mı? Trafiği bilakis azaltır. Alıcılarımızın çoğu İş Kuleleri, Yapı Kredi Plaza ve Tekfen Tower'da çalışanlar. İşe yürüme mesafesinde olacaklar. Herkes işinin yanında oturmak istiyor. 3. Boğaz Köprüsü ve Marmaray'ın bir an evvel bitirilmesi lazım. Metro, belediyeden alınıp özel sektöre devredilmeli.
Metro özel sektöre devredilirse ilgilenir misiniz? Çok ilgileniriz. Finansman sorunu nedeniyle altyapı yatırımları çok kârlı değil. Öyle 3-5 senede geri dönüş alamazsınız. Özel sektör için cazip bir yatırım değil. Devlet yapar. Devlet belli bir yol güzergâhı yaptı. İşletmesini ve gelirini özel sektöre devredip, yıllık programlar dahilinde yeni yatırımların programını istemesi gerekir. Yeni kurulacak bir özel şirket, sıfır bedelle, metroları alırsa, üzerine kredi bulup yeni yatırımlar yapar. Ama belediyenin yetersizliğinden ve Hazine'nin kefaleti olmamasından kaynaklanan finans darboğazı mevcut. Özel sektöre devir bu yüzden önemli.
Fransız Accor Grubu'yla 3 ve 4 yıldızlı Ibis ve Novotel şehir otelleri işine girdiniz. Ne aşamada? Zeytinburnu'nda 2 otel yeni bitti gibi. Eskişehir ve Kıbrıs bitti. İstanbul, Adana, Kayseri, Antep, Mersin de temel atma aşamasına geldi.
'TRAFİK KAZALARI AZALACAK' "Araç muayene istasyonları trafik kazalarını yüzde 40 azaltır" demiştiniz. Neden yarı yarıya değil de böyle net bir oran? Avrupa'daki geçiş sürecine göre bir rakam bu. Bizde de böyle gerçekleşir diye. Alman ortağımızın verdiği rakamlarda yüzde 50'e kadar azalacağı görülüyor. Türkiye'de Avrupa ortalamasının üzerinde trafik kazası olduğundan, etkisi de daha yüksek olacaktır. Muayene istasyonlarını Türkiye'nin ciddi takip etmesi gerekli. Halkın araba yaşamına yeni bir alışkanlık.
Sizin için "En borçlu işadamlarından biri" deniliyor. En borçlu ben değilim. Her büyük yatırım yapan firma, bu yatırımı borçlanarak gerçekleştirir. Yüzde 100 öz kaynakla yapılmaz. Yeni bir fabrika, baraj veya özelleştirmeden yeni alınan liman, en az yüzde 70 kredi alınarak yapılır. Projeniz çok iyi ve kârlıysa, kredi miktarı yüzde 90'a çıkar. Bir işadamı için ne kadar az kendi parasını yatırıp, ne kadar çok kredi kullandığı, o kadar doğru yatırım yaptığını gösterir. Bu borç sizin değil, yarattığınız işin borcudur. Fizibilitesi ve iç karlılığı olmayan bir projeye, bu kadar büyük miktarlarda borcu bankalar vermez. Bu tarz borçlar kılı kırk yararak yapılır. Her projemiz finansman bulma kabiliyetine sahip. Hepsi yurt dışındaki bankalarca fonlanıyor. Herhalde yabancı bankalar kendi ülkesinin vatandaşlarının tasarruflarını getirip Türkiye'de çarçur etmez.
Öyleyse ne kadar borcunuz var? Her işin kendi borcu var. Havaalanlarının 1 milyar dolar, Mersin Limanı'nın 550 milyon dolar, araç muayene istasyonlarının da 550 milyon dolar borcu olacak.
Yeni proje ya da yeni alanlar var mı? Yeter artık. Biraz ara verdik, dinleneceğiz. Araç muayene istasyonlarının yargı süreci bitince yeni projelere bakacağız.
Yabancı sermaye hangi sektörler için tehlikeli? Yabancıların bankacılığın yüzde 100'ünü ele geçirmesi tehlikeli. Şu an yüzde 30. Yüzde 50'lerde durmalı. Global olmayan firmanın hiçbir sektörde yaşaması mümkün değil.