Romantik şarkıların yorumcusu Yaşar, 'pasta küçülüyor' dediği müzik dünyasında; verilen ayakta kalma mücadelesini, aşklarını kadınları ve şöhretin getirdiği sarhoşluktan ayılmayı anlattı.
Yaşar, son albümü "Sevda Sinemalarda"yı çıkardı. Yoksa, "Aşk adamı" dediğimiz Yaşar bile aşktan umudunu kesmiş de sevdanın, aşkın artık sadece filmlerde mi yaşandığına inanır olmuştu? Bu sorunun cevabını bulmak, hem de yeni albümünü konuşmak için Yaşar'la buluştuk.
* Şarkının ve albümün isim şarkısı 'Sevda Sinemalarda'. Aşklar filmlerde mi kaldı? İronik oldu aslında biraz ama ben başka bir şey anlatmaya çalıştım. Sinemada şiiri, şarkıyı, fotoğrafı, sanatın tüm diğer dallarını kullanabilirsiniz ya, benim sevdam da içinde her şeyi barındırıyor; o kadar büyük demek istedim.
* İlk defa vokal koçu ile çalıştığınızı gördük. Gerek var mıydı? Çok önemliymiş. Bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. Bir müzisyen arkadaşım, "Ben senin vokalindeki en üst noktanı 'Aldanırım' şarkısı olarak düşünmüştüm. Beni yanılttın" dedi. İşte fark bu. Bence herkesin ihtiyacı var.
* Ama bunca yıl ihtiyacınız yoktu? Solistler bazen stüdyoda kendilerinden fazla geçip, coşarak, tonunun dışına çıkarlar. Birilerinin onlara 'dur' demesi lazım. Onun için vokal koçu çok önemli. Ben de bazen şarkı söylerken coşabiliyorum. Tolga (Görsev) onu engelledi.
KENDİNE YER BULMAN ZOR * Şarkıcılar korsan yüzünden zarar ettiklerini ve albüm yapmayacaklarını söylerken, siz bundan sonra her yıl albüm yapacağınızı açıkladınız. Bu bir tezat değil mi? Evet, para kazanılmıyor ama ben bunun muhasebesini yapmıyorum. Ben her sene bir şey yapmak zorundayım. Öbür türlü geride kaldığımı, çürüdüğümü hissediyorum. Korsanın olmadığı yıllarda bir albüm 2.5 yıl idare ediyordu. Şimdi yine eskimeyecek şarkılar yapmana rağmen eskiyor, ne yapalım! 'Beş sene sonra da şarkılarım dinlenecek' diye, ben beş sene duramam. Bir de pastadaki pay küçüldü. Çok fazla kişi var. Kendine yer bulman da, olduğun yerde kalman da zorlaşıyor. Şarkılarım da var, elimde hazır. Olmasa tamam. Bu albüme girmeyen sekiz tane şarkım var. Ama kimseye vermiyorum. "Eve lazım olan halı camiye verilmez" derler ya, onların hepsi bana lazım. Tabii çok iyi para verilirse düşünürüm... (gülüyor)
* Pastada pay küçülüyor dediniz ya, kendinizi nerede görüyorsunuz? Birinci ligde. Bazen şampiyonluğa oynuyorum, bazen üçüncü ligle yetiniyorum. Bir kere de küme düşmemeye oynadım; bir önceki albümümde.
* Kötü müydü? Benimle ilgisi yoktu. Küskün bir prodüktörüm vardı. Birlikte çok güzel günler de geçirdik, ama o küsmüştü artık sektöre. Allah albümlere şans versin. Ne kadar çalışırsan çalış, şansın yoksa, olmuyor!
AŞK BENİ DEĞİŞTİRİYOR * İlk defa bir klipte sizi kadın oyuncuyla bu kadar samimi (!) gördük. O da albüme şans getirsin diye mi? Yok, sansasyon olsun diye (gülüyor). Daha önce Gamze Özçelik ile de "Sebepsiz Fırtına" da yakınlaşmıştık. Yani bir kıza daha önce de dokunmuşluğum var. Klipte yönetmen öyle istedi. Ben de kendimi sanatın kollarına bıraktım...
* Hani böyle sahnelerden sonra hep sevgililer kavga etti haberleri çıkar ya... Sizin sevgiliniz bozulmadı mı bu öpüşme sahnesine? Bozuldu, ama ben "Sanat için yaptım" dedim.
* Sevgilinizi tanıyor muyuz? Hayır, bilmediğiniz ve pek de bilmenizi istemediğim biri. Yıllardır doğru dürüst ilişki yaşayamadım. Çünkü göz önünde olmaktan rahatsız oluyorum. Aşkın bende yarattığı şeyi seviyorum. Beni değiştiriyor. Heyecanlı, çocuksu, hayata çok daha olumlu baktıran, şarkı yazdıran, zaman zaman hüzünlendiren bir ruh hali yaratıyor. Reklamları seyrederken bile gözümden yaşlar dökülüyor. Bunları bozacak şeylere müsaade etmek istemiyorum. Zaten bu dönem çok uzun sürmüyor. Onu da rahat rahat yaşamak istiyorum.
* O heyecanı taze tutmak için sürekli sevgili mi değiştirmek gerekiyor? Hayır, benim bir ilişkim altı buçuk yıl sürdü, bir diğeri beş buçuk yıl sürdü. Aralarda deneme süreçlerim kısa olabiliyor tabii. Bu denemeler bir geceye kadar bile düşebilir.
* Bir gecede neyi deneyebilirsiniz ki? Bir gecede anlarım ben!
* Şimdi gecelik ilişkiden bahsediyorsunuz da, ama Luca'nın ya da Reina'nın adamı olmadınız hiç? Luca'ya gidiyorum bazen. Ama Reina'nın adamı hiçbir şekilde değilim. Bir gece gittim ve hopörlörler patlaktı. Yani, müzik çalıyorsun ve böyle para kazanıyorsun. Ee, değiştir onu ayıptır yani, o gün bugündür gitmem.
* Biz hep edebi Yaşar'ı tanıyoruz. Mesela takım tutuyor musunuz? Siyasete yakın mısınız? O benim görünen yüzüm tabii. Ama benim hayatıma müzik gelince her şeyi örtüyor zaten. Ortalama bir üniversite mezunu Türk genci olarak, bir siyasi görüşüm tabii ki var. Bir oy hakkım var, onu da hiç kaçırmam, mutlaka atarım. Seçim dönemlerinde herkes kadar politikayla ilgilenirim, ama özel bir faaliyetim yok. Daha çok çevreci bir yanım var. Fenerbahçeliyim. Maçlara gidip geliyorum. Ama fanatik olarak bağlı olduğum hiçbir şey yok. Kendimi tanımaya ve anlamaya çalışmak dışında...
RAHATLAMAK İÇİN * İlk albümle gelen şöhret eksilmeden devam etti. Bir dönem bu şöhretin altında ezildiğiniz ve kendinizi alkole verdiğiniz konuşuldu. Doğru muydu bunlar? Aniden içine düştüğün alem seni kendi girdabı içerisinde boğabilir, yok olabilirsin. Öyle de oldu. Benim o zaman yaşadığım ilişkinin bitmesinin sebebi de budur. Birdenbire içine girdiğim hayat, bir sürü kızlar, çok hızlı gelen şöhret. Acayip şeyler bunlar. Kızlar sesimden etkileniyor ve bu etkiyi de hangi yollarla gösterdiklerini anlatmayayım yani; tam bir felaket! Haftada altı gece sahneye çıkıyordum. Bunlara dayanmak adına içki içmeye başladım. Rahatlamak istiyordum. Çok içince de alışkanlık yapmaya başlıyor. Sonra bir bakıyorsun ki 'keyif için içeyim' dediğin şey, seni eline almış. Bıktım, o çevreyi değiştirdim. Ama ben heyecanlı bir tipim. Sahneye çıkmadan bir-iki kadeh içiyorum. Hayatımda bir sürü inişli çıkışlı şeyler oldu ama deftere son çizgiyi çekip bakiyeyi yazıyorsun ya, ben "Bu on yılı karlı bitirdim. Çok güzel oldu" yazardım.