Axel Springer'in "Geleceğine ortak olduk" dediği Doğan TV, televizyonların ortağı olmadığını açıkladı. Axel Springer'e ne satıldığı merak konusu oldu.
Doğan TV'nin yüzde 25'inin Alman Axel Springer'e satışının RTÜK Kanunu'na uygunluğunu dün incelemiştik. Özellikle bir yabancı şirketin birden fazla televizyona ortak olamayacağını düzenleyen 29. maddenin 'ı' bendinin RTÜK'ün vereceği kararda belirleyici olacağı açık olarak görülüyor. Yayın ilkelerinin ulusal güvenliğe aykırı olamayacağını düzenleyen RTÜK Yasası'nın 4. maddesi de cabası. Ancak bu yazıyı yazdığım saat itibarıyla RTÜK'e yapılmış bir başvuru yok. Anlaşılan yapılması da düşünülmüyor. Doğan TV açıklamasında "Doğan TV, Doğan Grubu'nda bulunan özel kanalların ortağı değildir" deniliyor. Bu cümlenin anlamı şu: "Biz RTÜK mevzuatına tabi değiliz ve RTÜK'e izin için başvurmayacağız."
AXEL SPRINGER AÇIKLAMIŞTI Her şey iyi güzel de koca Axel Springer neye ortak oldu o zaman? Ya da Axel Springer internet sitesine de koyduğu açıklamasında neden "Kanal D, Star TV ve CNN Türk kanallarını bünyesinde toplayan Doğan TV'nin geleceğine ortak olduk" cümlesini kullandı? Peki, Doğan Grubu'nun en büyük gazetesi Hürriyet'te satışın duyurulduğu habere ne demeli? Hürriyet'teki haberi aynen aktarıyorum: "Doğan Yayın Holding'in Kanal D, Star TV ve CNN Türk'ü de bünyesinde bulunduran Doğan TV'deki her biri 1 YTL nominal değerdeki 90 milyon 854 adet hissesi 375 milyon euroya satılacak." Eminim siz de şaşırdınız. "Doğan TV, grubun televizyonlarına ortak mı, değil mi" sizin de kafanız karıştı.
KANUNA KARŞI HİLE ÇABASI İsterseniz bu karışıklığın neden yaratıldığını açıklayayım da hepimizin kafası netleşsin. Bu satışın mühendisleri kulaklarını dolaylı yoldan gösterirlerse mevzuatı aşabileceklerini düşünmüş. "Ortağız ama değiliz" durumu da bu dolaylı kulak göstermenin sonucunda bilinçli olarak yaratılmış bir durum. Ama ister kulak dolaylı gösterilsin, ister amuda kalkılarak gösterilsin, Doğan TV, grubun televizyonlarının ortağı ve bu da hisse devrini RTÜK mevzuatına tabi hale getiriyor. Bunun da tek bir sonucu var: RTÜK onay vermeden yayın kuruluşlarında ortak olan şirketlerdeki bu tarz bir hisse satışının gerçekleşmesi mümkün değil. "Hisseler satılırken bu bilinmiyor muydu?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Ya da "Bile bile lades denmesinin nedeni ne acaba?"
KAMU KURUMLARI İZİN VERMEZ Unutmadan ekleyeyim. Bu konunun hukuk literatüründe bir açıklaması da var. "Hukuka Giriş" ders kitaplarında kulağını dolaylı yoldan gösterip kanundan kaçmaya çalışmanın teknik adı "Yasaya karşı hile." Kitaptan aynen aktarıyorum: "Yasanın yasakladığı bir amaca, yasaklama kuralını uygulama dışında bırakarak, başka bir yoldan ulaşmaya yasaya karşı hile denilmektedir." Ancak özellikle kamu hukukuyla ilgili konularda yasaya karşı hileye geçerlilik izni verilmeyeceğini belirtmeliyim.
