Seviyorum, evliyim!
'İlk zamanlar aşk vardır, sonra biter' derler. Ancak, aşkın da sevginin de devamı çiftlerin kendi elindedir. Mutlu ve uzun süren evliliğin sırrı da, bu duyguların yaşatılmasında saklı.
Sevgi nedir sizce? Sevgi dokunmaktır, saygı duymak, kıyamamaktır, ona söz söyletmemek, korumaktır; her şeyde ilk önce onu gözetmektir, burnunun direği sızlayarak hatırlamaktır. Peki aşk nedir? İçi yanmaktır, ah çekmektir, ağlamaktır, kahrolmaktır yani sevginin ateşlisi, delisi, çılgınıdır. Onsuz olamamaktır. Bunların hangisi evlilikte görülür dersiniz? Siz her gün çikolata, bal yeseniz bir süre sonra bu sizin için bir önem arz eder mi? Veya "Ah bir olsa da yesem" der misiniz? Hep, "Evlilikte ilk zamanlar aşk vardır, sonra bu biter, sevgi veya nefret gelir" derler. Ama aşk niye bitsin? Evlilikte sevgi ve aşkın devamı bizim elimizdedir. Bir şey ne kadar değerli ise, onu o kadar ayırmalı, özenmeli, çok dikkatle kullanmalıyız. Çocuklarımız bizim için çok değerlidir. Onları çok severiz, üzerlerine titreriz. Onlar evliliğimizin meyveleri, çiçekleridir. Eşimiz ve çocuklarımız bir bütündür. Çok sevdiğimiz çocuklarımızı iyi yetiştirmek istiyorsak evliliğimizin, eşimizin kıymetini bilmemiz gerekir.
DUYGULARINIZI GİZLEMEYİN Birbirini sevmeyen karı-koca, çok sevdikleri çocuklarının hayatını törpüler. İnsan çok sevdiği bir şeyi böylesine mahvedebilir mi? İlla öpmek, kucaklamak, "aşkım, tatlım, sevgilim" diyerek çağırmak, onu çok sevdiğimizi göstermez. Bunu eğer hislerimizle, hareketlerimizle, vericiliğimizle, düşüncelerimizle birlikte gösteremiyorsak, davranış ve hareketlerimiz bizi yalanlıyorsa, hadiselere verdiğimiz tepkilerimiz yapıcı değil de yıpratıcı ise, eee şimdi biz eşimizi seviyor muyuz? Ağzımıza gelen her lafı pervasızca sarf edip, onu küçük düşürüp, avaz avaz bağırıp, hakaret edip, sonra da "Ah aşkım af edersin" veya gece yatakta hiçbir şey yokmuş gibi yakınlaşmaya çalışmak... Şimdi biz çok mu seviyoruz, çok mu aşığız?
KISKANÇLIK AŞK İŞARETİ Mİ? Bazen de kıskançlığı sevgi ile karıştırırız. "Çok kıskanç çünkü beni seviyor." Hayır! Kıskançlık bir hastalıktır. Kendine güvenmemektir, karşısındakine hakarettir, aşağılılık duygusudur. Tabii sevdiğimiz insanı paylaşmak istemeyiz; bu bazen annesi, bazen arkadaşları, hatta çok sevdiği köpeği olabilir. Ama aynı zamanda, eğer cidden seviyorsak verici olur, kendimizden fedakarlık eder onu paylaşırız. Aksi halde, yakıp, yıkıp, kırıp dökmek, kıskançlık histerilerine girmek ne sevgidir ne de aşk. Evlilikte sevgi, eşiyle flört ederek, küçük, ufak, tatlı heyecanlar yaşayarak gelişir; el ele tutuşarak, göz göze bakışarak, kaçamak öpücüklerle beslenir. Kimsenin anlamayacağı müşterek şakalarla, adeta vücutlarının her yanından aşk fışkırır. Seven eşler birbirlerine köstek değil, destek olur. Fedakarlık, evlilikte sevgi varsa daima vardır. Tartışmalarda bile seven çiftler sözlerini dikkatle seçer, karşı tarafı incitmemeye çalışır. Alttan almak, özür dilemek, gönül almak iyidir ama, şahsiyetini ezdirmeden, taviz vermeden olmalı, sadece "Huzur satın alınmalıdır"...
|