Melek mi, şeytan mı?
Yanılmıyorsam 2 ay önceydi.. Bir dönem Star Gazetesi'nde birlikte çalıştığım F.Bahçe muhabiri Aygün Özipek aradı. "Abi yanımda futbol dünyasını sarsacak, müthiş iddialarda bulunan bir abim var. Bu iddialarını yayınlayacak, daha doğrusu televizyonda canlı yayına çıkıp, herşeyi anlabileceği bir program arıyor, ne tavsiye edersin?'' diye sordu. Aygün'e ATV'de yayınlanan Santra'yı önerdim ama şunu da sormadan edemedim: -"Bu adam kim?. Sağlam biri mi?. Sakın söyledikleri bomba olmasın..'' Aygün, "Abi, adam kimliğimin açıklanmasını istemiyor.. En azından şimdilik'' diye cevap verdi.. Ben Aygün'ü kapattıktan sonra hemen Santra'nın yorumcusu Ahmet Çakar'ı aradım ve ona olayı anlatıp, Aygün'ün numarasını verdim. Çakar 2 gün sonra odama geldi.. Ona olay hakkında ne yaptığını, Aygün'le konuşup konuşmadığını sordum. Çakar bana, "Adamla yarın öğle yemeğinde buluşacağız. Elinde ne varsa getirecek. Görüşeyim, seni de bilgilendiririm'' cevabını verdi..
KENDİSİNE GÜVEN OLMAZ Ahmet Çakar odamdan gittikten sonra yine Aygün aradı. O da bana aynen Çakar'ın söylediği gibi buluşma olayından söz etti.. Ben bir kez daha sordum: -"Kim kardeşim bu. Saklama artık devlet sırrı gibi.'' Aygün, "Aman abi ne olur kimseye söyleme. Açıklamaları yapacak olan kişi bizim Cihan abi.. Sen de tanırsın Cihan Oskay'' dedi.. O an Aygün'e aynen şunu söyledim: -"Kardeşim neden baştan beri bu adamın Cihan Oskay olduğunu söylemiyorsun ki? Bu adam, bir söylediği, bir söylediğini tutmayan bir şahıs. Kendisine güven olmaz..'' Aygün cevap veremedi, sustu.. Ertesi gün oldu, Ahmet Çakar'la bu kez telefonda görüştüm. Cihan Oskay'la buluşmada neler oduğunu sordum. Çakar, "Ondan bir şey olmaz. Adam üç kağıtçının biri. Elinde somut bir şey yok. Sadece 5 yıl önce oynanan Samsun-Fener maçı ile ilgili elinde kaset olduğunu söylüyor. Bunun için benden 10 bin Euro ve karısı ile kendisi için 2 adet Hollanda'ya gidiş bileti istedi, ben de reddettim'' ifadesini kullandı.. Konu benim için orada kapandı. Ta ki önceki gece ki Telegol'e kadar. Cihan Oskay'ın Telegol'de söyledikleri doğrudur, yalandır beni ilgilendirmez. Ben işin haber boyutuna bakarım. Ancak size bu Cihan Oskay'ı da biraz tanıtmak isterim.. Ben 2001 yılında Star Gazetesi'nde spor müdürlüğü görevini üstlendiğimde bu Cihan Oskay, bize yazı yazıyordu. Kendisi gazetecilik geçmişine sahip, ancak daha sonra gazeteciliği bırakıp, restorant işletmeciliğini seçmiş biriydi.. Bütün gün Aziz Yıldırım'ın yanındaydı. Fenerbahçe Kulübü'nde ne oluyorsa ama doğru ama yanlış bize aktarıyordu. Ancak ben bir süre sonra Cihan Oskay'ın fazlaca yalan söylediğini hissettim ve onun gazeteyle ilişkisini kestim.. Gazetede yeniden yazabilmek için o tarihlerde araya bir sürü şahıs soktu ama kabul etmedim. Sonuçta o başka bir gazetede yazmaya başladı..
DEMİREL'İ DE FENA ÇARPTI Bundan 2 sene önceydi.. Yani 2004 yılının Kasım ayı falan. Basketbol Federasyonu'nda 2005 yılı başlarında seçim vardı. Bir gün Başkan Turgay Demirel benimle görüşmek istedi, Federasyonun Abdi İpekçi Spor Salonu'nun içinde bulunan bürosuna gittim.. Demirel'le bir süre oturup konuştuk.. Başkan daha sonra bana, '"5 dakikalığına yan odaya geçersen çok sevinirim. Bir konuğum gelecek. Seçim öncesi kendisi bana danışmanlık yapacak. Görüşmem lazım'' dedi. Ben yan odaya geçtim, ama kapı hafif aralık kaldı. Az sonra yan odadan sesler yükselmeye başladı. Turgay Demirel ile konuşan kişinin sesi bana hiç yabancı gelmedi. Demirel bir ara yanıma geldi, ona, ''Başkan, sana gelen şahıs Cihan Oskay mı?'' dedim. O da, "Evet nereden tanıyorsun?'' dedi. Ben de "Nasıl tanımam. Bu adam benim yazarımdı. Ama çok yalan söylediği için bizle olan ilişkisini kestim. Sen de dikkatli ol. Sana danışmanlık yapayım derken daha çok zarar vermesin'' ifadesini kullandım. 2005'in ocak ayı geldi çattı, Turgay Demirel Federasyon Başkanlığı seçimini bir kez daha kazandı. Aradan bir süre geçti, bir gün bir kaç internet sitesinde, ertesi günde bazı gazetelerde Cihan Oskay'ın ağzından verilmiş demeçlere rastladım. Oskay bir açıklama yapmış ve "Seçimi Turgay Demirel'e ben kazandırdım. Onun için karşı taraftan oy bile satın aldım ama o hakkımı vermedi'' demişti.
KARIM KANSER DEDİ AMA O gün Basketbol Federasyonu'na gittim. Demirel'e, "Gördün mü bak. Bu adam başına iş açar diye seni uyarmıştım. Ne o parasını vermediniz mi Cihan Oskay'ın?'' dedim. Odada Milli Takımlar Genel Koordinatörü Doğan Hakyemez de vardı. Demirel onun yanında bana "Olur mu öyle şey. Kendisine ilk başta 3 bin dolar ödedim. Sonra bir gün geldi, 'Karım kanser tedavi olacak. Para lazım' dedi, bir 7 bin dolar daha verdim. Baktım parasal istekleri bitmiyor, kendisini yolladım'' diye konuştu.. O sırada söze Doğan Hakyemez girdi, "Cihan Oskay garip biri. Bize gelip, 'Karım kanser, çok yaşlı, tedavi olacak' diye para istedi, o olaydan bir kaç gün sonra bizim bir yemeğimize yanında genç bir kızla geldi ve onu eşim diye tanıttı. Hangisi doğru anlayamadık'' dedi. İşte size bir kaç tane Cihan Oskay hikayesi. Ancak onunla ilgili bir başka olayı ise Santra'da sevgili Gürcan Bilgiç anlattı.. Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin Levent tesislerini bir işletmeciye vermişler. Gürcan o sırada derneğin asbaşkanı. Cihan Oskay da tesis içindeki işletmenin müdürü.. İşletmeci yükümlülüklerini yerine getirmediği için bir gün onu yönetim toplantısına çağırmışlar. Laf lafı açmış, adam bir ara "Cihan Bey benden Gürcan Bey'e verilmek üzere 4 milyar lira aldı'' demiş. Toplantı masasında buz gibi bir hava esmiş. Gürcan işletmeciye, "Bu parayı benim adımı kullanarak sizden isterken ne dedi?'' diye sormuş. Adam aynen şu cevabı vermiş: -"Cihan Oskay bana geldi. 'Yönetimde Gürcan Bilgiç sana takmış vaziyette. 4 milyar lira ver, ona götürüp susturayım' dedi. Ben de parayı verdim..'' Bu olay sonrası Cihan Oskay'ın TSYD Levent tesisleriyle ilişkisi kesilmiş.. Gelin şimdi karar verin. Cihan Oskay, melek mi?, şeytan mı?. Yoksa bir piyonu mu?. Karar sizin.
