Ağzı süt kokan Arda
Hasan Şaş'a bakın... Dünyanın hangi takımında böylesine zavallı bir görüntü vardır da, Galatasaraylı bir yönetici bile bu gerçeği ıslah edememiştir. Arda rakibine kafayı çakmıştır. Ağzı süt kokan bir gencin, böyle bir tavırla haşır neşir olmasının bir açıklaması vardır elbet. Onu yoldan çıkaran rol arkadaşlarının hiç mi suçu yoktur? Sabri'ye bakın. Edepsizliğin gençlik aşısı. Kendini bir arpa boyu geliştiremeyen bir biçare. Ama milli takımın gözbebeği. Fatih Terim'in askeri... Milli takıma seçilen futbolcuların hal ve gidişinin pekiyi olmasını beklemeyin. Milli takımın başında duran beyefendinin, bu gençlerin ilham perisi olmadığını mı sanırsınız? İsviçre maçından sonraki Fatih Terim'i eleştirdiler mi ki, Arda'yı eleştirecekler? Emre Belözoğlu'nun edepsizliğine gerekli cevabı verdiler mi, Arda'yı yargılayacaklar? Ayhan'a bakın. Ettiği küfürlerden koca bir kitap çıkar. Türkiye'de hakemlerin üzerine toplu yürümenin özel adamları, Avrupa'da kendilerini ele veriyor da, hangi düzen onlara hak ettiği cezayı verebiliyor? Türkiye'de ırkçı yazarlığın, kaypaklığın ve ikiyüzlü tavırların el üstünde taşınması sebepsiz değildir. Futbolu kutsal kılan değerleri ayaklar altına alan imparatorlar ve krallar ülkesinde, kullar da düzene yakışan biçimde olacaktır kuşkusuz. Her şey birbirini tamamlıyor. Ağzı süt kokan Arda'nın 3 ay sonra ağzında küfürlü kelimeler dans ediyorsa, artık meydan onların. O yüzden attığı kafa için suçu üzerine almayanları, ayaklar altına almanın anlamı yoktur. Arda'nın böylesine çirkin olmasının sebebi takımın içinde. Zembereği kırılmış saatlerde, akrebin ya da yelkovanın suçu yoktur.