Gün ola devran döne
Bu Kulüpler Birliği'nin her hangi bir yaptırımı var mı? Yok.. Peki Futbol Federasyonu'nun sözünden dışarı çıkabiliyor mu? Hayır.. Yani yukarının bir dediği iki edilemiyor. İş bu haldeyken uyarıcılık görevlerini yerine getirebiliyorlar mı? Asla. Ne yapıyorlar? "Aman kasamıza üç beş kuruş daha girsin. Aman kümede kalmamız garanti olsun. Aman ilişkileri bozmayalım" diye hiçbir şey yapmıyorlar. Fenerbahçe'nin bu birliğin içinde olmamasını saygıyla karşılamalıyız. Biliyorsunuz geçen sezon başında dört büyükler bir protokol imzalamışlardı. Kendi yayın haklarını, havuzdaki konumlarını ve başka konuları da kapsayan bu protokol, şekil olarak Kulüpler Birliği'nin karşısındaydı. Şimdi o imzaların arkasında duran tek bir kulüp var. O da Fenerbahçe. Beşiktaş da, Trabzon da birliğin içinde, ilk imzayı atan Özhan Canaydın ise başkan. Yani o birlik, kendilerine karşı olanı, kendilerine başkan seçmiş. Vallahi pes. (Acaba Canaydın'ın niyeti neydi? Bilmeyen var mı?). Görüyorsunuz ülkemizde olmaz diye bir şey yok. Menfaatler ortaya çıkınca ne fikirler kalıyor, ne de ilkeler. Ama zannediyor musunuz ki kendi içlerinde beraberler? Parçalanmaları an meselesi. En son oylamadaki durum 9'a 7. Fenerbahçe'yi sırf bu yüzden ilk önce (yanlışlıkla) çağırıp sonra reddettiler. Özhan Canaydın oy kullanmaya mecbur kalacaktı. Ama basit ve ilkel bir yolla kendi kendini engelledi. Yalnız korkunun ecele faydası yok. Genel Kurul için gerekli olan 80 imza çok fazlasıyla toplanacak. Ne kadar çırpınsalar boşuna. Ufukta seçim var. Bunlar önemli değil. Benim merak ettiğim şimdi başkanlık yapan Özhan Canaydın'ın o günlerdeki tavrı nasıl olacak. O protokolde imzası olup da ters hareket edenler neler yapacaklar? Son Genel Kurul'un bitiminde sıcağı sıcağına yazmış ve "Bu köprünün altından çok sular akar" demiştim. Gün ola devran döne. Şu andaki durum 9'a 7 ya, bir iki ay içinde dengeler o birlik içinde nasıl değişecek göreceksiniz. Yeniden yapılanma şart olmuştur. Kulüpler Birliği'nin görevi Fenerbahçe'yi şampiyon yapmamak için çalışmak değildir. Asli görevleri vardır ve bunları yapabilecek yeni bir başkan, yönetimle yola çıkılması elzemdir. İşte bu oluşumda Fenerbahçe'nin de mutlaka yeri olacaktır. Yani Fenerbahçe'nin affedilme gibi değil, af etme gibi bir sorunu olduğu herkes tarafından daha iyi anlaşılacaktır.