Yanıtlanamayan sorulara bakalım
Biliyorsunuz Fenerbahçe geçen sezon Denizli deplasmanında şampiyonluğu kaybetti. Şimdi bu akşamki maça hesaplaşma gözüyle bakanlar var. Hatta daha da ileri gidip "İntikam" kelimesini de kullanıyorlar. İlk once bütün bunların son derece yanlış olduğunu söyleyelim. Her 90 dakika ayrıdır. Kaldı ki geçen sezonki maç zaten geçmişe karışmıştır. Yani ortada intikamlık falan bir olay yok. Olsa olsa normal bir lig maçı der geçeriz. Yalnız bugün Türk futbolu adına unutulmaması gerekenleri de hatırlamak ve her daim hatırlatmak gerekir. "Yapanın yanına kar kalırdı, yaptım oldu. Sen istediğin kadar derdine yan" felsefeleri artık futbolumuzun üstünde kara bulut gibi dolaşmasın. Denizlispor için bir şey demiyorum. Canı yanıyor, o gün kaybetse küme düşecek. Bu duyguları teknik kadro, futbolcular ve özellikle şehir adına yaşamak kolay olmasa gerek. Yani ellerinden geleni ardına koymayacakları bir durumdalar. Bir yere kadar onları saygıyla karşılayabilirim ama federasyonun yapılanlara yol vermesini ne saygı, ne spor etiği ne de hukuksal olarak anlamam mümkün değil. Sorduğumuz sorular hep ortada kaldı. Mesela; 1- Başkan Aliİpek maçtan önce, "Küme düşersek ortalığı, federasyonu, Türk futbolunu sallayacak açıklamalar yapacağım" dedikten sonra neden hiç konuşmadı? Sorulanı neden yanıtsız bıraktı? Federasyon neden soruşturma açmadı? İş zamana bırakıldı. Bakıyoruz ki maalesef haklı çıktılar. İşte olay unutuldu gitti bile. İlginçtir ama gerçek böyle. 2- Federasyonun bundan sonra kulüplerin nüfus kağıtları ve ikametgah kağıtları ile yapacakları bilet satışları için ses çıkarıp çıkaramayacağı soruları da gene havada ve yanıtsız kaldı. (Denizli'de bunlar da yapıldı) 3-Fenerbahçe her atağa kalktığında orta sahayı geçer geçmez atılan konfetilerle oyun durduruluyor. Daha da acısı konfetisi biten tribünlere maç yapılırken saha içinden çuvalla konfetiler taşınıyor. Bütün bunlar hakemlerin ve gözlemcilerin gözü önünde oluyor. Hakem SelçukDereli, bu futbol dışı olaylardan dolayı dünyanın neresinde olsa tatil edilecek maçı 16 dakika gibi rekor bir rötarla tamamlayıp tarihe geçiyor. 4- Bütün bunların cezası (!) başka sahada (İzmir'de 70 bin kişilik statta) iki maç seyircili oynama olarak veriliyor. Yani federasyon diyor ki, "Sahadaki futbolu ister 15 ister 20 dakika keyfinize gore durdurursanız cezanız işte bu kadardır". Daha sorular çok. Gene söylüyorum Denizlispor'a bir şey demiyorum. Belli ki onlara, "İstediğinizi yapabilirsiniz" diye yol verilmiş. Ama önemli olan bu değil. Yukarıda saydığım her madde soru sormayı gerektiren maddelerdir. Neden bu olayların üstüne gidilmedi? Ve daha önemlisi medyamız neden bu yapılanları üç beş gün içinde unuttu? Bazı şeylerin hatırlanması için illaki AnkaraCumhuriyetBaşsavcısı'nın soruşturma açması gerekmez, gerekmemeli.