Bunu bekliyordum
Tam beklediğim gibi bir maç oldu. Galatasaraylı futbolculardan beğendiklerim iyi oynadılar, beğenmediklerim de beni yanıltmadılar. Bir kere bütün ikili mücadeleleri onlar kazandı. Hava toplarında da hakimiyet rakipteydi. Yani hem fizik, hem teknik olarak Bordeaux bizden daha iyi bir takım. Sahadaki iyi oyuncu sayısı da bizden fazlaydı. İlk yarı gol atmak için yalnızca Hasan Şaş'ın çabasını gördüm. Bir kaç iyi pozisyon yakaladı. Ceza sahası içine doğru gol pasları attı. Bu paslara hamle yapan Hakan, İliç ve Arda ne yazık ki bu toplarla buluşup gol yapamadılar. Arda 40. dakikada direği teğet geçen bir şutu dışında sahada hiç yoktu. İliç hep rakip çeza sahası içinde veya yakınlarıydaydı. Ama ne bir gol pası vccerebildi, ne de kaleye şut attı. Tolga'yı tutmuyorum. Song yine savunmanın en mücadeleci oyuncusuydu. Sabri için bal yapmayan arı değimi çok uygun. Ayhan ve Cihan vasatı aşamadılar. İnamoto ise, Alonso'ya yaptığı asist ile gözüme girdi (!). Nasıl oldu da ikinci yarıda attığı şut gol oldu ben de hayret ettim. Mondragon her zaman kalesinde güven veriyor. Hakan Şükür de bu sıkışık oyunda, sıkıntılı maçta fazlasını yapmalıydı. Çok üzgünüm. Kahin değilim ama bunların olacağını aylar önceden olacağını söylüyordum, tahmin ediyordum, dahası biliyordum. Çünkü oyuncu kapasitesi belli. Antalyaspor karşısında bile gol pozisyonuna giremeyen bir takım, Antalyaspor'dan daha iyi bir takıma karşı ve üstelikte o takımın sahası ve seyircisi önünde ne olacaktı da rakibi yenme başarısını gösterecekti? Kimle, nasıl, neyle? Şimdi geriye Avrupa adına hiç bir şey kalmadı. Büyük umutlarla başlanan serüven, hayal kırıklığıyla sona erdi. Bunun hesabını kimler nasıl verir bilemiyorum. Ancak şurası bir gerçek ki olan Galatasaray'a oldu.