Yolumuz açık
Dün akşamki maç bizim için önemli özellikler taşıyordu. Birincisi Fatih Terim'in benim de hocalığımı yapan Coşkun Özarı'nın 54 maçlık rekorunu egale ettiği bir maçtı. Böylesine önemli bir 90 dakikada alnının akıyla çıkan Fatih Terim'i kutluyorum. Zayıf rakiple oynamadık. Karşımızda son Dünya Şampiyonu İtalya var ve deplasmandayız. İkinci 45 dakikayı ayrı tutmak şartıyla 90 dakika iyi mücadele ettik. İkinci devre ise tamamıyla üstün olan taraf bizdik. Rüştü'nün sakatlanması büyük talihsizlik. Sakatlanıp çıkmadan önceki yaptığı kurtarış mükemmeldi. Fakat bu Rüştü'- nün sakatlanıp çıkmaları da ilginç bir hal almaya başladı. Milli Takım maçlarında sakatlanıyor, Fenerbahçe'de oynamıyor, sonraki milli maçta yine oynuyor, yine sakatlanıyor. Şu anda çapraz bağlarındaki yırtığı kendisini uzun bir süre sahalardan uzak tutacağa benziyor. İşte sahaya ısınmadan giren kaleci Volkan'ın durumu ortada. Be kardeşim Volkan, top elinde böyle bir degajı nasıl yaparsın. Allahtan Materazzi sana nispet yaparcasına kendi kalesine golü attı da yüzümüz güldü. Bu 2 golü birbirine karıştırmamak lazım. Çünkü bizim golde bir organizasyon vardı. Milli Takımımız iyi yolda olduğunu göstermiştir. Kişilikli futbol oynuyoruz. (Özellikle Arda, Emre, Tuncay gibi futbolcularımız) Kişilikli derken yanlış anlamayın "Sen Dünya Şampiyonusun ama benden farkın yok" felsefesini sahaya koymak önemli. Hamit sağ, İbrahim Üzülmez sol kanadı iyi kullandılar. Aurelio mükemmel mücadele etti. Arda, Avrupa'- nın her takımında rahatlıkla oynayabileceğini gösterdi. Servet Çetin-Gökhan Zan ikilisi hatasız oynadılar. Fatih Terim ilerleyen dakikalarda Halil Altıntop-Fatih Tekke ikilisini de oyuna aldı. İkinci 45 dakikadaki oyunumuzla galip gelebileceğimiz bir maçtı ama ne yazık ki olmadı.