'Cari açık ile Türkiye toprak satışına zorlanıyor'
Demokratik Sol Parti (DSP) ekonomi politikalarını değerlendirdiğimiz son muhalefet partisi. Genel Başkan Yardımcısı Masum Türker ile DSP'nin hedeflerini tartışıyoruz. Konu ekonomi, konuk da Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış Masum Türker olunca, konu konuyu açıyor. Türker, "Ekonomide devleti sürücü koltuğundan kaldırdılar" diyor, yabancı banka oranındaki artışın tehlike yaratacağını kaydediyor. "Bana göre irticadan büyük tehdit, hatta kendisi" diyen Masum Türker, DSP'nin ekonomi ile ilgili görüşlerini şöyle anlatıyor:
* IMF'nin istikrar programında temel olarak cari açığın olmaması koşulu vardı. Bu nedenle programın 2006 yılına kadar perspektifinde cari açığın maksimum 5-6 milyar dolarda kalması öngörülüyordu. Kimse IMF'ye neden fikir değiştirdiğini sormadı.
* 1999 yılından beri IMF'nin gizli yapılanma planı var. Görüş değişikliğinin altında bu var. Cari açığa yönelik büyüme kamuoyunda hissedilmesin diye tüketici kredisi ve kredi kartları kullanıldı. Böylece istihdam yaratmayıp işsizlik üreten sisteme tepki önlendi.
* Bu gidişi bu kadar ekonomist ve uzmana sahip olan IMF'nin görmemesi mümkün değil. Demek ki arka planda başka bir gizli program var.
* Özel sektörün borcu 110 milyar dolara çıktı. Herhangi bir krizde reel sektörde bir sıkıntı olduğu zaman onlara kredi kullandıran bankalar da sıkıntı yaşayacaktır. Bunu gören bankacılar yabancılara hisselerini satma yoluna gittiler. Türkiye'de banka satmak demek, Türkiye'nin bütün üretimini ve emlakını bankaların etki alanına sokmak demektir.
* Kur sistemi dalgalı değil. O zaman döviz cinsinden mevduatların faizi de serbest olsun. Kura baskı yapılıyor.
* Peki bu risk nasıl karşılanacak? Gayrimenkul satışıyla. Bu ülke cari açığı finanse etmek için gayrimenkullerinin yabancılara satışına mahkum ediliyor.
* Bankacılık sektöründe yabancılaşma ile ilgili ikinci tehlike, alacakların teminatındaki gayrimenkul ve araziler ile ilgili.
* Büyük mağazalarda fiyatlar düştükçe, esnaf ve sanatkarlar yok oluyor. Bunun yerine Fransa'da uygulandığı gibi büyüklerin satış gelirinden bir kısmını küçük esnafın desteklenmesine ayıracağız. Butik işletmelerin yaşamasını istiyoruz.