ABD, Fransa ve laiklik Liberte yayınlarından çıkan "DinÖzgürlüğüveLaisite" kitabını herkese tavsiye ederim. JeremyGunn' un yazdığı bu kitapta, ABD ile Fransa'nın farklı laiklik anlayışları mukayese ediliyor. Amerika'ya ilk yerleşen kişiler, Avrupa'daki baskılardan kaçıp, ibadet ve inanç özgürlüğü için gelenlerdir. Bu yüzden din özgürlüğü ABD Anayasası'nda birinci sırada yer alır. Kurucu iktidar, bu temel özgürlüğün, demokrasinin esas cevheri olduğuna inanmaktaydı. Din özgürlüğü, Amerikan tarihinde bütünleştiricibirrol oynarken, laisite, Fransa'da, Fransız milleti tarafından paylaşılan bütünleştirici bir değer olarak doğmamış, aksine, kin, ihtilâf ve ön yargı dolu bir dönemin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. 1789 Fransız İhtilâli ve daha sonra 3. Cumhuriyet döneminde, din adamlarına ve dincemaatlere ağır baskılar yapılmış, normalleşme sürecine girilmesi için yüzyılların geçmesi gerekmişti. Halen, Fransa'daki laiklik, baskıcı ve çatışmacı karakterini koruyor. Bu defa hedef Katolik Kilisesi değil, Müslümanlar. Topraklarında eski sömürgelerinden gelen Cezayir, Tunus ve Faslıları barındıran Fransa, başörtüsünü "FransızdeğerlerinikabuletmekistemeyenMüslümanlarınbirsembolü" olarak gömüş, "Yabancıbirşeyinülkeniniçinesızdığı" hissine kapılmıştır. Fransa, başörtüsü yasağını gene de, sadece devlete ait orta öğretim kurumlarında uygulamıştır. ABD ve Fransa ile karşılaştırılınca, bizdeki laiklik tatbikatının her iki ülkeden de daha çatışmacı ve daha az hoşgörülü olduğu kolayca anlaşılır. "Laikcumhuriyeteldengidiyor" stresinden bir kurtulabilsek! Acaba, bu hususta ABD Büyükelçisi Ross Wilson ve AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hansjörg Kretschmer'in görüşleri yardımcı olabilir mi? Hatırlatalım: RossWilson: "Türk siyasçevrelerinde ve toplumunda hep, radikal İslâm tehdidine dair gürültülü konuşmalar yapılır. Ancak ben ufukta Türkiye'nin laik, demokratik, istikrarlı ve güvenli yapısını tehdit edecek bir tehlike görmüyorum." HansjörgKretschmer: "Laik cumhuriyet tehlikede olsa, zaten biz Türkiye'yi üyelik için uygun bulmazdık. Siz de bu tür eleştirileri AB'nin her yerinden duyardınız. Ama ne ben, ne kısa süre önce söylediği gibi ABD Büyükelçisi Ross Wilson, ne de Ankara'daki diplomatik topluluğun diğer üyeleri irtica riski gömüyoruz. Bazıları için türban irtica tehdidi olabilir. Ben böyle görmüyorum. Dinkonularda daha fazla özgürlük talebi irtica anlamına gelmez."