Şair Ecevit Ecevit, şairdi. Edebiyatı çok severdi. Şairliği politikada zaman zaman aleyhine kullanılmış, hatta "ayaklarıyerebasmaz,hayalperesttir" diye hepimiz tarafından eleştirilmişti. Kendisiyle kâh aynı çizgide buluştuk, kâh farklı kamplarda yer aldık. Ama o, herkes gibi benim de saygı duyduğum bir politikacıydı. Dürüsttü, cesurdu, gözü pekti ve karısına aşıktı. İşte Rahşan Ecevit'e ithaf ettiği şiirden birkaç mısra: "...Yünörmenvardıakşamlarıkoltuğagömülü/Karşındapolisiyeromanokumaksenin/Sorgusuzbakışmakyoruldukçagözlerimiz/Sevinçsizgülmek,üzüntüsüzağlamak..." Rahşan Hanım, her zaman Ecevit'in sağ kolu, can yoldaşı oldu. Şimdi herhalde kendisini, tek kanadını yitiren bir güvercin gibi hissediyordur... Allah sabır versin. Ecevit'in Türk-Yunan kardeşliği için kaleme aldığı satırlar da çok ünlenmişti: "Sıladerdinedüşünceanlarsın/Yunanlıylakardeşolduğunu/BirRumşarkısıduyuncagör/Gurbeteldeİstanbulçocuğunu/.../Aramızdabirmavisihir/Birsıcakdeniz/Kıyısındabirbirindengüzel/İkimilletiz..." Ecevit'in en tartışılan şiirlerinden birinin adı da "Sonra" idi: "Buradabitsinmihikaye/Başlasammıyenidenherşeye/GeneTanrımıolsam/Yaratsammıkendimi/.../BoşmuversemTanrılığı/Birbaşımaolursam/Neateş,nehava,nesu/Neen,neboy/NeHabilKabil,nesol/Neben,neTanrı" Ecevit, tasavvufa meraklı olduğu için, kendisinin Tanrı ile bütünleştiğini anlatmaya çalışıyordu ama, siyasi hayatta bu cümleler insanın başını kolayca yakabilirdi. "GeneTanrımıolsam" sözleri, politik mücadelede bir hayli istismar edildi. Şair Ecevit, hep politikacı Ecevit'in gölgesinde kaldı. Ecevit de, hayal ile gerçek arasında gidip geldi. İster bir hayalin peşinden koşuyor, ister gerçeğin içinde yaşıyor olsun, daima samimi bir duruşu vardı. Başarıları ve başarısızlıklarıyla tarihe mal oldu. Allah rahmet eylesin.