HAYATIMIZA depremle girdiler. Biri 'deprem var', diğeri 'yok' dedi. Tartışma sürerken bu kez 'kim rantçı' kavgası patladı.
***
Deprem profesörleri korkudan rant yarattı
Deprem hakkında sürekli tartışan profesörler, kendi aralarında rant kavgasına tutuştu. 1999 depreminden sonra büyük paralar kazanan profesörlerin malvarlıklarını açıklaması isteniyor.
Marmara depremi, arkasında sadece binlerce ölü ve insanların içinden atamadığı bir korku bırakmadı. 17 Ağustos 1999 depreminin ardından sürekli televizyon ve gazetelerde boy göstererek, yaptıkları açıklamalarla halkta oluşan korkuyu ranta dönüştürüp, kendilerine yeni bir kazanç kapısı yaratan onlarca profesör de Türkiye'ye damgasını vurdu. Depremin ardından bu işten para kazanabileceklerini anlayan bazı profesörler, devletin de çalışmalarının yetersiz olması nedeniyle birçok firmaya ya danışmanlık hizmeti vermeye ya da başka kişilerin üzerine kurdukları şirketlerle iş yapmaya başladı. Profesörler, inşaat sektörünün hareketlenmesi ile uzmanlık alanları olmadığı halde artık binalar için de rapor veriyor.
BİRBİRLERİNİ ÇEKEMİYORLAR Bu işten para kazanılacağını ilk anlayan, Prof. Dr. Ahmet Ercan oldu. Hem zemin çalışmaları konusunda hem de binalarla ilgili raporlar veren Ercan, üniversitelerde yarı zamanlıya geçmeyen profesörleri eleştirirken; Ercan'a tepki gösterenler ise, "Yerbilimci olduğu halde, aldığı birkaç makine ile binalarla ilgili raporlar vermeye başladı. Bu raporların ne kadar güvenli olduğu tartışmalı" diyor. Halen üniversitede görevli birçok profesör şirketlere danışmanlık hizmeti veriyor. Son olarak emekli olan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara bir konut projesine danışmanlık yapmaya başladı. İTÜ'de öğretim üyesi olan Prof. Dr. Celal Şengör de akrabalarıyla gayrimenkul şirketi kurdu.
* ÖĞRENCİSİNE RAKİP OLDU Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı A. Uğur Gönülalan, bu kişilerin bireysel ya da vakıf altında döner sermaye şirketleri kurarak kendi yetiştirdikleri öğrencilerle rakip hale geldiğini söyledi. Bu durumu etik bulmadıklarını vurgulayan Gönülalan, "Bunların denetim mekanizması yok. Ticaret odalarına kayıtlı değiller" dedi.
* MALVARLIKLARI NE OLDU? İTÜ Sismoloji Anabilim Dalı eski Başkanı Prof. Dr. Ülben Ezen, deprem konusunun profesörler arasında önce mesleki şovenizme sonra da rekabete dönüştüğünü söyledi. Ezen, "Bu insanların servetlerinin didik didik edilmesi lazım. '17 Ağustos depreminden önce malvarlıkları ne idi, şimdi nedir?' soruşturulmalı. Bu konuyu istismar edip etmediklerinin ortaya çıkması gerekiyor" dedi.
* SERVETLERİ ARAŞTIRILSIN Ulusal Deprem Konseyi Başkan Yardımcısı Oktay Ergünay da, "Üniversitelerin ve hocaların bu ülkeye ve halka borcu var. Malvarlıklarında olan artışları beyan etmek zorundalar. Depremden sonra anormal artışlar var mı, incelenmeli. Ancak kayıtdışı çalışıyorlarsa yapacak bir şey yok" şeklinde konuştu. Bazı hocaların üniversite dışında akademik kimliklerini kullandığına dikkat çeken Ergünay, bunun da etik olmadığını söyledi. Ergünay, "Piyasada, çalışma yapılması gereken konuları kendi çıkarları doğrultusunda yönlendiren insanlar var" dedi. Ergünay sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Ahmet Ercan binalara, depreme dayanıklı raporu veriyor. Bunu kurduğu şirket üzerinden yapıyor. Kendi aletleri var. Ancak bir yerbilimci olarak üst yapı raporu vermesi yanlış. Davranış biçimi etik değil." Depremle ilgili bilgilerin tek elden verilmesi için Ulusal Deprem Konseyi'nin kurulduğunu anlatan Ergünay, "Ancak yaptırım gücümüz yok" diye konuştu.