Tüyap-Müyap
Dün Bakırköy'den yola çıktım, gazetemizin bulunduğu Balmumcu istikametine doğru ilerliyorum. Daha doğrusu ilerleyemiyorum. Sadece ben değil, sürücülerin hemen tamamı ilerleyemiyor. Evet, yağmur ve fırtına var ama yağmur yağınca yollar daralmıyor ki! Vasıta dediğin meret, yağmurda da gidebiliyor. O halde niye trafik bu feci manzarayı veriyor? Çünkü, genişletmeye çalışırken, İstanbul ana arterlerini içinden çıkılmaz hale getirdiler.
***
O kadar ki, geçen gün de yazdım bildiğiniz gibi, Merter'de E-5'in orta yerine bir üst geçit yaptılar, geçidin bir ayağı sol şeridin üzerinde duruyor. Dünyada hiçbir yerde, ana arterin üzerinde köprü ayağı olamazdı, burada oldu. Adamlar köprünün bacağını yanlış yapmışlar, öylece oturttular oraya, kimsenin sesi çıkmıyor. Trafik Şube Müdürlüğü'ne soru yönelttim. Ses yok! İstanbul trafiği, demek ki Şube Müdürlüğü'nün alanına girmiyor.
***
Gelelim TÜYAP Kitap Fuarı'na. Nerede? Beylikdüzü'nde! İstanbullu kitap meraklısı binlerce okur, nasıl gidecek Beylikdüzü'ne? Ona bakan, ilgilenen yok. Sanki şehrin altında vızır vızır metrolar işliyor da, kitap fuarını hiç düşünmeden Beylikdüzü'ne açıyorlar. Kadıköy'de, Bostancı'da oturan yurttaş, Beylikdüzü'ne gideceğine Tanzanya'ya gitsin daha kolay... Neden mesela LütfiKırdar düşünülmez. Çünkü orada parti resepsiyonları verilir, kitaba sıra gelmez. Türkiye böyledir, kitabı bulurlar, okuru bulamazlar, okuru bulurlar kitabı bulamazlar. Sonra da böyle körlerle sağırlar birbirini ağırlar.