Bu bayram da yokum
Yaklaşık iki yıldır bayramlarda İstanbul'dan kaçmaya başladım. Yıllarca İstanbul'un nöbetini tuttuğum yeter. Biraz da başkaları tutsun... Nereye mi gidiyorum? İsviçre'ye... Hani okuyucuyu şaşırtmak için de yazıyorum bunları... Çünkü bilirler aslında yurtdışına çıkmayı pek sevmem. Yurdumu çok sevdiğimden, Türkçe konuşulan yerleri terkedemediğimden ve de uçağa binmekten tırstığımdan...
***
Yıllardır İsviçre'de yaşayan kardeşimin ısrarlarına daha fazla dayanamadım. Bu bayramı, onunla birlikte İsviçre'de idrak etmeye karar verdim. Uçağa binmeyi de göze aldım. Kardeşime değer de geçer bile.
***
Yalnız gidip de dönmemek var. Ayaklarımız yerden kesilecek ne de olsa... THYpilotlarınagüvenimisürdürüyorum. Rötar falan yapıp canımı sıkarlarsa, abuk sabuk hareketlerle beni bunaltırlarsa döndüğümde ne yapacağımı şimdiden kestiremem. Ama sağ salim beni yurduma, aileme ve okurlarıma kavuştururlarsa, büyük ihtimalle herşeyi affederim.
***
Sadece Takvim okurlarının değil, tekmil yurttaşların Ramazan bayramını kutlarken, gazeteyi hazırlayan arkadaşlara da bir çift söz etmek isterim. Yazılarıma bayram süresince ara veriyorum. Okurlarımız bu yüzden huysuzluk çıkartabilirler, idareci ve hoşgörülü olun. Sıkı çalışın ama suyunu çıkartmayın, yokluğumda tirajı yükseltmeye de kalkmayın ki patron yokluğumuzun gazeteye daha faydalı olduğunu düşünmesin... Biz yıllarca nice bayramları, yazıişleri masasında çalışarak geçirdik. Şimdi sıra sizde, lütfen iyi çalışın arkadaşlar... Bayramda çalışmak zorunda kaldığınız için İsviçre'de ne kadar üzüleceğimi tahmin edemezsiniz. Hoşçakalın!