Hüseyin Yılmaz (Öğrenci): TÜRKİYE'yi alsalardı zaten diğer ülkeler gibi çoktan alırlardı. Asıl amaçları Türkiye'yi AB'ye almak değil. Avrupa tarihte Türkler'e yapamadıklarını, AB çatısı altına girme vaadiyle, AB sopasıyla yapıyor. Uyanık olmalıyız. İpek Ergenay (Öğrenci): FRANSA 1919'da ne söylediyse, bugün de aynı. Ama biz dün "Cezayir'de soykırım yok" diyorduk, bugünse "Var". Ciddiyetsizlik bu. Zaten amaçları Türkler'i istedikleri gibi kullanmak.
Nazmiye Tümer (Kozmetikçi): AB'ye ihtiyacımız yok. Zaten onların da almaya niyeti yok. Çünkü Müslüman'ız. Daha güçlü olduğumuz için bizi yıldırmaya çalışıyorlar.
Nihan Demirkapı (Müzik öğretmeni): TÜRKİYE'ye psikolojik dayatmalarda bulunan AB, 1. Dünya Savaşı'ndan beri Türkiye üzerinde oyunlar oynuyor. Serbest dolaşım hakkı, özgürlük, iş bulma gibi umutlar dayatıldı ama gerçek Avrupa bu değil. Fransa olayı bunu kanıtladı. Tarihimizi onlar yazamaz.
Hüseyin Baydili (İşçi): 17 yaşındayım, imkansızlıktan 3 yıldır çalışıyorum. Türkiye AB'ye girerse sanki bunlar değişecek mi, borçlarımızı silecekler mi? Buna inanmadığım için AB'ye girmek istemiyorum.
Tarık Yalçın (Öğrenci): ÖZGÜRLÜK, serbest dolaşım palavralarıyla uyutulduk. Bu süreçte Türkiye'nin var olan yapısı değiştirilmeye çalışıyor.
Banu Beysungur (Öğrenci): AB'yi bir tek Avrupa'yı rahat dolaşmak için isterim.
Yaşar Akduman (Dönerci): İNSAN hakları, çalışan hakları, fikir güvencesi gelecekse AB'yi istiyorum. Yoksa istemiyorum.