Havaların serinlemesiyle birlikte birçok hastalık da kapımıza dayandı... Soğuk algınlığı, grip, nezle, bronşit ve zatürree gibi rahatsızlıklar ciddiye alınmadığında ağır hasar veriyor.
Soğuk havaların iyiden iyiye kendini hissettirdiği şu günlerde kış hastalıkları da hortladı! Neredeyse hemen herkes elinde mendil ağzını burnunu silerken, tutulduğu öksürük nöbetlerine kahrediyor. Özellikle üst ve alt solunum yollarında gelişen enfeksiyonlar mevsim değişikliği döneminde bizi yatağa mahkum edebiliyor. Pek çok hastalığa çare bulan modern tıp, ne yazık ki, hala her yıl dünyayı kasıp kavuran bu salgınlara kesin çözüm sunamıyor. Dolayısıyla enfeksiyonların en sık görüldüğü mevsim değişimlerini sağlıklı geçirmek için öncelikle bu hastalıkları tanımak ve korunmak için doktorların önerilerini dinlemek gerekiyor!
Virüsler taarruza hazır... Soğuk algınlığı, grip, bronşit, zatürree.. Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları pek çoğumuz tarafından önemsenmese de yaşam kalitemizi düşüren ve bizi uzun süre işimizden alıkoyan önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Hatta zatürree, özellikle risk grubundaki kişelerde yaşama mal olabilecek kadar ciddi tablolara bile yol açabiliyor. Bu hastalıklar en sık ani ısı değişimlerinin olduğu mevsim geçişlerinde ve kış aylarında bizi etkisi altına alıyor. Özellikle soğuk havalarda toplu halde bulunulan kapalı ve iyi havalandırılmayan mekanlar virüslerin bulaşabilmeleri için en ideal ortamı oluşturuyor. Bu mevsimlerde güneş ışınlarından daha az yararlanmamızın yanı sıra, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen strese daha fazla maruz kalmamız da enfeksiyon etkenlerinin üremesini kolaylaştırıyor. Üst ve alt solunum yollarından korunmak da mümkün tedaviyle kurtulmak da! Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Kontrol Komitesi'nden Prof. Dr. Semra Çalangu, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadi Rüştü Vural ile İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Aylin Selek, kış mevsiminde en sık görülen hastalıkları tedavileriyle birlikte anlattı. Soğuk algınlığı; çeşitli virüslerin yol açtığı ve üst solunum yollarında bazı yakınmalarla seyreden hafif seyirli bir hastalıktır.
'Soğuk algınlığı' deyip geçme Özellikle mevsimlerin değiştiği aylarda ani ısı değişiklikleri nedeniyle soğuk algınlığı görülme sıklığı artıyor. Kapalı mekanlarda daha fazla zaman geçirme, güneş ışınlarından daha az yararlanma ile kötü havalandırma koşulları, enfeksiyonun gelişmesini ve yayılmasını hızlandırıyor. Soğuk algınlığı en fazla 1 hafta 10 gün içinde tedavi edilmesine gerek duyulmadan kendiliğinden geçiyor. Ancak hastalık sinüzit, ortakulak iltihabı ve zatürree gibi komplikasyonlara neden olursa, hastanın iyileşmesi zorlaşıyor ve tedavi süresi de uzuyor.
Nasıl bulaşıyor? Hapşırık ve öksürük ile havaya yayılan virüslerin solunması sonucu bulaşıyor. Ayrıca solunum yolu salgılarıyla ve el temasıyla da virüs yayılabiliyor. Halsizlik, hafif baş ağrısı, ateş, öksürük, gözlerde kızarma, üst solunum yollarında yanma hissi ile burun akması, soğuk algınlığının en önemli belirtilerini oluşturuyor. Koku ve tat duyusunun azalması, kulaklarda basınç hissi gibi yakınmalara da rastlanıyor. Soğuk algınlığında antibiyotik tedavisine gerek duyulmuyor. Hastalıkta belirtilere yönelik tedavi uygulanıyor. Baş ağrısı, kırıklık ve ateş için parasetamollü ilaçlar kullanılabiliyor. Burnu tuzlu suyla yıkamak, burun tıkanıklığını giderici spreyler ya da burun damlaları etkili oluyor. İstirahat edilmesi, bol bol C vitamini tüketilmesi vücut direncinin kazanılmasına yardım ediyor.