'Aşk Oyunu' dizisinin Gönül'ü Deniz Özerman'ın komedi oynaması tesadüf değil. 'Babaannem ciddi çatlaktı' diyen oyuncu, kendini ona benzetti....
Aşk Oyunu'nda Gönül rolünde izlediğimiz Deniz Özerman, bu karakteri yıllar önce Bir Demet Tiyatro'da canlandırdığı Asuman'a benzetti. Yayınlandığı dönemde reyting rekorları kıran dizide Yasemin Ergene'nin oynadığı Ekin'in yengesi olarak ortaya çıkan sanatçı, Gönül için "Asuman'ın hala kızı" benzetmesi yaparak, "Aşk Oyunu"ndan özel hayatına kadar samimi açıklamalarda bulundu.
* Oyunculuğa başlamanız nasıl oldu? Ferhan Şensoy ve Hümeyra'nın başrollerini paylaştığı "İçinden Tramvay Geçen Şarkı" isimli oyun beni çok etkilemişti. Hümeyra'nın oradaki oyunculuğundan çok etkilendim. Sadece içimden şöyle bir saf dilek geçirdiğimi hatırlıyorum: "Ben de acaba günün birinde bu sahnede olabilir miyim?" 1 yıl sonra, "Nöbetçi Tiyatro'ya öğrenci aranıyor" diye bir ilan gördüm ve okuldan kaçıp elemelere gittim. Yılmaz Erdoğan ve BKM'den birçok oyuncuyla da zaten burada tanıştım. Ondan sonra 4 yıl tiyatroya ara verdim ve bir ajansta yönetmen yardımcılığı yaparken Demet Akbağ ile karşılaştık. Bana "Bir Demet Tiyatro" isimli bir TV dizisi çekeceklerini söyledi. Akbağ, daha sonra beni BKM ekibi ve Yılmaz Erdoğan ile buluşturdu.
AŞK, HAYATIN ANLAMI! * O zaman, BKM'nin temelleri Ferhan Şensoy'un Nöbetçi Tiyatro'sunda atıldı diyebilir miyiz? Tam olarak öyle diyemeyiz ama, kısmen doğrudur. O kadrodan daha sonra BKM'ye katılan birçok insan oldu. 4 sene "İstanbul'u Satıyorum" isimli oyunda rol aldım. Oyunda Erol Günaydın, Münir Özkul, Rasim Öztekin ve Ferhan Şensoy gibi ustalarla çalışma şansını yakaladım. O zaman insan ne kadar olağanüstü bir durum içerisinde olduğunu anlayamıyor. Biraz herhalde 'gençlik başımda duman' dönemleriydi. Sonrasında da bu açıdan şansım hep yaver gitti. Demet Akbağ, Altan Erkekli, Yılmaz Erdoğan, Zerrin Sümer, Sinan Bengier, Salih Kalyon gibi ustalardan ve diğer oyuncu arkadaşlarımdan çok şey öğrendim.
* Bir de Asuman karakteri vardı... "Bir Demet Tiyatro"da belki de en çok göze batan karakterlerden biriydi. Bütün karakterler, kendi içinde çok özeldi. Hepsi de bu anlamda başarılı olmuşlardır. "Bir Demet Tiyatro"nun en büyük başarısı, bence izleyicinin kendini o aileden biri gibi hissetmesidir. Hala tekrarları TV'den verildiğinde ilgiyle seyredilecek ve gülünecek, hiçbir zaman eskimeyecek. Bana göre bugüne kadar TV için yapılmış en başarılı prodüksiyondur.
* Yerini şimdi 'Aşk Oyunu mu aldı? Önceden, beni sokakta gördüklerinde "Mükremin abime selam söyle yenge" derlerdi. Şimdi de Kurti'ye selam söylüyorlar. "Aşk Oyunu", içinde aşkı ve sevgiyi barındıran bir dizi oldu. İşin biraz dramatik tarafı da olsun isterim. Hayat da böyle bir şey değil mi zaten! Yaşamı anlamlı kılan tek enerjinin sevgi ve aşk enerjisi olduğunu düşünüyorum.
* Yıllar önce canlandırdığınız Asuman ile Gönül'ün tavırları oldukça birbirine benziyor... Siz ne düşünüyorsunuz? Aslında Asuman ve Gönül'ün benzer tarafları var. Aile yapıları, duygusal tavırları gibi... Ben de o yüzden Gönül'e, "Asuman'ın hala kızı" diyorum. Kafamda akraba yapıverdim onları. Ne yapayım? Eğleniyorum işte kendi kendime.
'SEVDİĞİM İŞİ YAPIYORUM' * Dizinin ve Gönül'ün bu kadar sevilmesini neye bağlıyorsunuz? Sevdiğim işi yapıyorum. Gönül'le benzer taraflarımız var. Bir anlamda kendimle dalga geçiyorum zaten. Bu da benim terapim. İşin sihri de burada herhalde. Hem sevmek, hem de yaptığın işle dalga geçebilmek. Bizim setimiz çok güzel bir setti. Sette bana "deli" diyorlardı. Bu da benim çok hoşuma gidiyordu. Adeta gerçek bir aile gibi olduk. Senaryo, dizideki bütün karakterlerin üzerine tam oturmuştu. Bana sadece rolümün içine girmek kaldı, Bir de bizim sette 'star' kavramı yoktu. Yani "Ben starım artık" diye havaya girmiş olan kimse yoktu. Oyuncular ne kadar popüler olsa da 'star' kaprisi yapmadılar.
* Oyunculuğa başladığınız dönemdeki hedeflerinizi gerçekleştirebildiniz mi? İnsanların beklediği yükselişi gösterememin nedeni şu olabilir. Oyunculuk adına çok büyük hedeflerim olmadı. Kendimi nerede iyi hissediyorsam, ya da nerede kendimi iyi ifade ettiğime inanıyorsam onun içerisinde oldum. Çok fazla hırsım olmadı herhalde. Ama yaşım ilerlediğinde, "Adile Naşit gibi, Suna Pekuysal gibi olur muyum?" diye çok düşündüm. Zaten eski Türk filmlerini seyrederken, kendimi her zaman başrole değil de yan karakterlere benzetirim. Mesela evin küçük hanımı Belgin Doruk'a mektubu getiren Suna Pekuysal'ın durumu. Hiçbir zaman Belgin Doruk olmayı hayal etmedim. Ben hep Suna Pekuysal gibi olmayı hayal ettim. Filmlerdeki güzel kadın değil, eğlendiren kadın olmayı çok seviyorum.
* Günlük yaşantınızda da canlandırdığınız karakterler gibi neşeli misiniz? Klasik bir Türk ailesinde büyüdüm. Babam devlet memuru, annem ev kadını. Ailem benim en büyük destekçim. Baba tarafımda da, anne tarafımda da maşallah komik çok fazla. Bir yere gittiğimizde babam her zaman masanın komiğiydi, hala da öyle. Babaannem çok ciddi bir çatlaktı. Ben de ona benziyorum. Anlayacağınız, benim çatlaklığım genetik.
İLLE DE MÜZİKAL * İleride yapmak istediğiniz başka projeleriniz var mı? Çocuklarla ilgili bir proje yapmak istiyorum. Kendimi çocuklara çok yakın hissediyorum. Büyümeyen bir tarafım olduğu için çocuklarla çok iyi anlaşıyorum. Onlarla arkadaş gibiyim. Bunun dışında hayallerimden biri de müzikalde yer almak. Bunu gerçekten çok istiyorum. Müzikalde hiç lafım olmadan, sadece dansla bile var olabilirim. Bir de artık tarz değiştirmek istiyorum. Hep ailenizin kızı, komşu kızı rollerini oynuyorum. Açıkcası, ruhumun bir tarafında da 'kokoş'luk var aslında. Bir sonraki projemde 'kokoş' bir kadını da oynayabilirim. Yeni projede kesin file çoraplı biri olarak geliyorum!
* BKM'den ayrıldınız mı, yoksa hala yolunuza onlarla devam ediyor musunuz? BKM'den ayrılıp ayrılmama gibi bir şey söz konusu değil. Biz BKM ile gönül bağı olan insanlarız. Kopmamız mümkün değil. Aramızda oraya bizi bağlayan herhangi bir sözleşme hiçbir zaman olmadı. 10 sene boyunca bütün ekip orada istediği ve sevdiği için çalıştı. Fakat 2005 yılında "Bana Bir Şeyhler Oluyor" bitiyor dendiği zaman, Yılmaz ve Demet iki kişilik oyuna başladı. Sonuç olarak kadro da dağılmış oldu. Ama oyun olduğunda yine hep beraber olacağız.