Son 5 yılda boşanmaların sayısı yüzde 30 artarken; sosyologlar, evliliğin sonunu güvensizliğin getirdiğine dikkat çekiyor.
Bir yastıkta 40 yıl geçirmek artık hayal oldu. Özellikle son dönemde artan boşanmalar evlilik kurumuna büyük darbe indirirken; Türkiye'nin de kanayan yarası haline geldi. Sosyetenin boşanma modasına, Anadolu'nun en ücra köyünde yaşayan Fatma Nine, Mehmet Amca, Hasan Dayı, Kezban Teyze de uydu. Yeni evlenen gençlerin yanı sıra yıllardır aynı yastığa baş koyan yaşlılarımız da izledikleri televizyon ya da gazetelerdeki boşanma haberlerinden etkilenerek artık rahatlıkla boşanma kararı alabiliyor. 'Kadının yeri, kocasının yanıdır' sözünün tarihe karıştığı günümüzde yaşlısı, genci, hatta yeni evli çiftler bile 'uyuşmazlık' nedeniyle boşanmak için mahkemeye koşuyor.
İLK 5 YILA DİKKAT! Dinimize göre 'talak' anlamına gelen boşanma, çiftler arasında 'evlilik birliğinin sona ermesi' olarak tanımlanıyor. Evliliğin sona ermesinde birçok neden önemli rol oynuyor. Bunların başında; ekonomik sorunlar, eşlerin farklı sosyokültürel yapıları, cinsel sorunlar, iletişim bozukluğu, ihanet ve aile içi şiddet geliyor. Eşlerin birbirlerine duyduğu 'güven' yok olduğunda ise evlilik çatırdamaya başlıyor ve eşler soluğu mahkemede alıyor. Bunun en çarpıcı örneği de devlet kurumlarının son yıllarda yaptıkları çeşitli araştırmalar ile gözler önüne seriliyor.
YÜZDE 30 ARTTI Üniversite mezunu çiftlerin daha çok boşandığı günümüzde, ilkokul mezunlarının sayısı da azımsanmayacak kadar yüksek. Araştırmalara göre sadece son 5 yılda anlaşmalı olarak mahkemeye başvuranların sayısında yüzde 30'luk artış olduğu ve bu sayının 1 milyon 200 bini geçtiği ifade ediliyor. 'Allah bir yastıkta kocatsın' temennisinde bulunduğumuz yeni evli çiftlerin mutlulukları, eğer eve para girmezse kısa ömürlü oluyor. Bunun yanında evdeki çocuk sayısı artarsa refah seviyesi de aynı oranda hızla düşüyor.
MADDİ GEÇİMSİZLİKLER 'Çocuğun rızkını Allah verir' sözünün aksine yüklü bir miras kalmadıysa, piyangodan büyük ikramiye çıkmamışsa, kısacası başka bir geliriniz yoksa; 'Rızkı Allah verir, ama çalışılmazsa rızık biraz zor gelir' denilerek son yıllarda çocuk sayısında hızlı bir düşüş olduğu gözlerden kaçmıyor. 'Ne kadar çocuk, o kadar masraf' mantığıyla hareket eden aileler, bir ya da en fazla iki çocuğa daha iyi bakabileceklerini belirtiyor. Eşlerin kazançlarıyla evliliğin yakından ilgili olduğunu söyleyen uzmanlar, evin zaruri ihtiyaçlarını karşılayamayan ailelerin evliliklerinin kısa sürede dağıldığını ve boşanmaların baş aktörünün 'maddi geçimsizlik' olduğunu belirtiyor. İstatistiklere göre de, 2004 yılında maddi geçimsizlik nedeniyle boşananların sayısı 89 bine çıkarak rekor bir düzeye ulaştı. Son 2 yılda bu sayının daha da arttığını açıklayan uzmanlar, ülkemizdeki boşanmaların sayısının tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkat çekiyor.
'ÖLÜM FERMANI' YAZILIYOR İstatistiklerin bize verdiği bir diğer çarpıcı örnek de; Türk kadınının hiç düşünmeden mahkemeye başvuruyor olması... Köyde, kentte, kasabada ya da büyük şehirlerde yaşayan cefakar kadınlarımız, maddi geçimsizliğin yanında biraz şiddet gördüğü ya da kocasının kendisini aldattığını anladığı taktirde "Boşanmak istiyorum hakim bey" diyecek cesareti kendisinde buluyor. Halen Doğu ve Güneydoğu'nun birçok yerinde kadınların boşanmak istemesinin kendilerinin 'ölüm fermanı' demek olduğunu hatırlatan sosyologlar, bu kadınların özgürlüklerini tam olarak elde ettikleri zaman, Türkiye'de boşananların sayısının Avrupa ve Amerika'yı yakalayacağını söylüyor.
KADINLAR CESARETLENDİ Boşanmak isteyen kadınlar konusunda yapılan araştırmalar; kadınların sayısının erkeklere yaklaştığını, yüzde 49'lara ulaştığını ortaya koyuyor. Bu kadınların yüzde 20'lik kesiminin de köylü, ilkokul mezun, ev hanımlarından oluştuğu ifade ediliyor. Ekonomik özgürlüğünü elde etmiş çalışan, koca parasına muhtaç olmayan özellikle yüksek tahsilli kadınlar, eşlerine karşı boşanma davası açmakta tereddüt etmiyor. Türkiye Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün 2004 yılı veriler de boşanma furyasının azımsanmayacak boyutlara ulaştığını ortaya koyuyor. Buna göre Türkiye genelinde 672 bin kişi evlenirken; aynı yıl toplam 88 bin 736 kişi de boşanmış. Anlaşmalı olarak dava açan ve ilk celsede boşananların sayısı 23 bin 974. 2004 yılında boşanan 88 bin kişiden 62 bin 249'unun evliliklerinin ilk 5 yılında ayrılması ise dikkat çekici. Görüldüğü gibi ayrılanların 3'te 2'si, ilk 5 yılda evliliğini noktalıyor. Öte yandan ekonomik özgürlüğünü kazanan kadınlar, koca kahrı çekmektense ayrılmayı uygun görüyor. İster köylerde olsun, isterse büyük şehirlerde boşananların sayısında büyük artış gözlenirken; köylü kadınların cesareti herkesi hayrete düşürüyor.
