Davalık dava! Yazacağım konuyu, dört gözle okuyun, iki beyinle yorumlayın. Çünkü bugün siz de o insanlardan biri olabilirdiniz. Başkalarının canını yakan haksızlık ve adaletsizliklere sessiz kalamazsınız. Onlar "başkaları" diye... Bugün başkası olan, yarın sen, ben oluyor.
***
1982 yılında başlayan Dev-Yoldavası, 24 yıl sonra sonuçlandı. İdam istemiyle yargılanan, 6. Ağır Ceza'nın son hümüyle de müebbet hapis cezasına çarptırılan CahitAkçam, Bugün gazetesine verdiği beyanatta, "Böylebirdavaolurmu?" diye soruyor. Haklı ve yerinde bir soru...
***
Bir ceza davası, 24 yıl sürüyorsa... O davanın bizatihi kendisi davalıkhale gelmiştir. Zaten Cahit Akçam da bunu söylüyor. Önce Yargıtay, sonra AİHM'e gideceklerini ifade ediyor. Bir sanığın, dava başladıktan itibaren, önce önemli bir süre tutuklu kalması, işkencelerden falan geçmesi, sonra dışarıya çıkıp, evlenip, çoluğa çocuğa karıştıktan, iş güç kurduktan sonra, 20 küsur yıl boyunca ceza tehdidi altında yaşamaya mahkum edilmesi, sosyo-kültürelgizliişkenceye girer. Bu suçtur.
***
Bakınız. Mahkemeyi suçlamak aklımın ucundan geçmez. Çünkü davaya bakan mahkeme de Türkiye'nin genelhukukdramının esiri olmuştur neticede... 700 küsur dava klasörünün üçte biri, arşivlerde kaybolmuştur. Buradan adaletli bir hüküm çıkması mümkün müdür? Zaten AİHM de, bu davalık davayı mahkum etmiş, sanıklara tazminatlarını ödetmiştir bile... Tazminat almış sanıkların cezalandırılmasını kabul etmek ne kadar zor.