atv'de yayınlanan 'Şöhret' dizisinde zirvedeki bir yıldız oynayan Ahu Türkpençe gerçek hayatta bu kavrama hiç önem vermiyor. "Şöhret merkezli yaşantım yok" diyen Ahu, sadece işini yapıyor.
atv'nin sevilen dizisi Şöhret'te Gülşen karakterini canlandıran Ahu Türkpençe, gerçek hayatta yakaladığı şöhreti "Bir İstanbul Masalı"na borçlu. Mehmet Aslantuğ'la başrolü paylaştağı dizinin kalbinde özel bir yeri olduğunu söyleyen Türkpençe "Bu diziyle, seçilen kadın olmaktan çıkıp, seçen kişi olmaya başladım" diyor.
GÜLŞEN'LE ÇOK FARKLILAR
* Şöhret geçen sezon reytinglerde çok başarılıydı. Diziye başlarken bu kadar tu- tacağını bekliyor muydunuz? Ya da endi- şeleriniz var mıydı? Hayır hiç endişelenmedim. Çünkü işi severek yapmak, işin birinci olup olmamasından daha önemli. Bir İstanbul Masalı'na başlarken de, 'Bu dizi birinci olur' diye hiç düşünmemiştim. Ama çok iyi bir işti ve hak ettiği yere geldi. Aynı şey 'Şöhret' içinde geçerli. Şöhret şu an olduğu gibi başarıyı yakalamasaydı bile, yaptığım seçim yüzünden pişman olmazdım. Çünkü canlandırdığım karakteri severek oynuyorum. Bu ekibin içinde olmaktan dolayı da oldukça mutluyum.
* Siz de dizide canlandırdığınız karakter gibi şöhret basamaklarını tırmanan bir oyuncusunuz. Canlandırdığınız karakter bu sırada çok zahmetli yollardan geçiyor. Peki siz bu sorunları yaşadınız mı? Ya da yaşıyor musunuz? Benim Gülşen'le tabii ki hiç alakam yok. Dizideki karakter liseyi bırakıp çalışma hayatına atılmış, daha sonra da oyunculuğa başlamış ve bunu tamamen geçim derdi yüzünden yapan bir kadın. Ama ben bilinçli bir şekilde üniversiteye gidip, bu işin eğitimini almış ve oyunculuğu kendime meslek olarak seçmiş biriyim. Bundan dolayı Gülşen'in yaşadığı sorunlara benzer bir şey de doğal olarak yaşamıyorum. "ARTIK SEÇİYORUM"
* Peki sorun yaşamamak adına neler yapıyorsunuz? Dürüstlük bu konuda bence en doğru anahtar.
* Şöhret için hiçbir bedel ödediniz mi? Hayır hiçbir bedel ödemedim. Kimileri şöhret merkezli yaşıyor ve bunu kaybetmemek için de bazı tavizler verip, bedeller ödüyor olabilirler. Ama benim hayatımın merkezinde şöhret kavramı olmadığı için yapmak istemediğim hiçbir şeyi yapmadım ve 'ödedim' diyebileceğim bir bedel olmadı. Şöhretin bende açılımı yok. Seyircinin rolü severek izlemesi benim en büyük ödülüm. Ben sadece işini yapan bir oyuncuyum.
* Bir İstanbul Masalı'nın sizin hayatınızdaki önemi nedir? O zamana kadar da bir çok iş yapmıştım. Ama 'Bir İstanbul Masalı' benim çok daha geniş bir kesim tarafından fark edilmemi sağladı. Benim için yeri apayrı. Çünkü bu diziyle artık seçilen kadın olmaktan çıkıp, seçen kişi olmaya başladım. Bir oyuncu için proje seçme özgürlüğü büyük bir lüks. Ve ben bunu değerlendirmeye çalışıyorum. Diğer yandan kocaman bir iş tecrübesinin yanında bana hala görüştüğüm, harika arkadaşlar kazandırdı. 'Bir İstanbul Masalı'nın yeri benim için çok özel ve öyle kalacak.
HERKESİN AŞKI KENDİNE ÖZEL
* Aşk ve kadın üzerine yazdığınız yazıların özellikle aşk ile ilgili olanlarında adeta eski dönemlerde yaşanan aşkların esintileri vardı. Sanki o aşklara içinizde bir özlem gibi... Hiç öyle düşünmemiştim. Bilmem ki, yazıyorum işte. Bir yerden, bir olaydan, ne bileyim belki de bir şarkıdan esinleniyor ve yazmaya başlıyorum. Zaten başladıktan sonra nasıl biteceğni de bilemiyorsun. Yazı sanki kendi kendini yazıyor. Ama her iş gibi yazı yazmak da çok zor ve emek istiyor. İyi ki yazar değil de oyuncuyum...
* Eski dönem aşklarından bahsetmişken... Efsaneleşen aşklardan en çok hangisi gibi bir aşk yaşamak isterdiniz? Hiçbirini istemezdim. Bence herkesin yaşadığı aşk kendine özel, biricik ve tektir. En güzeli de budur.
* Tiyatroda da oynamak istediğinizi sık sık dile getiriyorsunuz. Şu anda tiyatro ile ilgili bir çalışmanız var mı? Çok istiyorum ama sahneye çıkmış olmak için tiyatro yapmak istemiyorum. O yüzden acele etmiyorum, doğru oyunu bulduğum zaman hemen 'evet' diyeceğim.