Namazları bilerek kazaya bırakmak caiz midir? Unutulan namazlar nasıl kılınmalıdır? Sünnet namazlarının da kaza edilmesi gerekir mi?.
Vaktinde kılınamayan namazlar kaza edilebilir mi? Kur'an'da vaktinde kılınamayan namazların kaza edilmesi ile ilgili olarak açık bir ifade bulunmamakla birlikte, Hz. Peygamber bizzat kendisi vaktinde kılamadığı namazları kaza etmiş ve ashabına da bunu tavsiye etmiştir. Peygamberimiz Hazreti Muhammed, Hendek savaşı sırasında harbin şiddetlenmesi nedeniyle ikindi namazını kılamamışlar; bunun üzerine "Bizi ikindi namazından alıkoydular. Allah onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun" demiş ve ikindi namazını akşam ile yatsı arasında kaza etmişlerdir. Ayrıca Hayber fethinden dönerken, bir yerde konakladıklarında gece uyuya kalmışlar ve vaktinde kılamadıkları sabah namazını güneş doğduktan sonra kaza etmişlerdir (Müslim, Mesacid ve Mevadi'u's-Salat, N. 680). Yine Peygamberimiz, "Kim namazı unutursa veya uyuyup kalırsa hatırlayınca onu kılsın" buyurmuştur. Unutma ve uyuma gibi bir mazeret olmaksızın terk edilen namazların kazası ile ilgili herhangi bir hadisin bulunmaması, bu namazların kazasının olmadığını göstermez. Zira, Hz. Peygamber'in veya bir müminin prensipte bilerek farz namazları terk etmesi düşünülemez. Ancak Hz. Peygamber'in bir mazerete binaen vaktinde kılınamayan namazları kaza etmesi ve bu yönde tavsiyede bulunması, mazeretsiz olarak terk edilen namazların kaza edilebileceğinin de göstergesidir. Mazeretsiz olarak vaktinde kılınmayan namazların kaza edilmesiyle yetinilmeyip, aynı zamanda tövbe edilmesi de gerekir.
Sünnet namazla kaza edilir mi? Kerahet vakti olmadıkça ve bir sonraki namazın vakti girmedikçe, 5 vakit namazla birlikte kılınan sünnet namazlar kaza edilebilir. Müteakip vakit girdikten sonra sünnet namazlar kaza edilmez, yalnız farz namazlar kaza edilir.
Sağır ve dilsiz olanlar nasıl namaz kılmalıdırlar? Sağır ve dilsizler, ibadetlerle mükellef olma açısından diğer Müslümanlar gibidirler. Dolayısıyla namaz kılmakla, oruç tutmakla ve diğer ibadetlerle yükümlüdürler. Namazın farzlarından olan iftitah tekbiri ve kıraatin normalde telaffuz edilmesi gerekir. Ancak sağır ve dilsizlerin tekbir ve kıraati kalplerinden geçirmeleri, onlar için yeterli olacaktır.