Mücahit-Zeliş... Herkes onlara hayran... Öyle bir aşk yaşıyorlar ki; bazen Aliye ve Deniz bile gölgede kalıyor. Onlara göre bu aşkın başarısı senaryonun gücü.
atv'nin sevilen dizisi Aliye finale doğru yaklaştıkça hüzün ve merak duygusunu aynı anda yaşatıyor. Üçüncü sezona giren kahramanlar o kadar bizden oldu ki; onların yokluğu epey boşluk yaratacak. Dizideki her karaktere karşı ayrı bir sempati duyan izleyicinin kalbinde özel bir yeri olan kahramanlardan ikisi de Mücahit ile Zeliş... Müco ve Zeliş karakterini hayata geçiren Derya Artemel ve Barış Falay, ikilinin aşkının bu kadar konuşulmasını ilişkideki samimiyete ve dürüstlüğe bağlıyor...
* Sizce ikilinin ilişkisi izleyiciye niçin bu kadar sıcak geldi? Barış Falay: Oyuncular işini güzel yaptıkça güzelleşiyor. Buradan bir beğeni zaten toplanıyor. Çok sevilmesinin bir başka nedeni, iki karakterin de halktan ve yaşayan tipler olması gibi geliyor bana. Müco ve Zeliş çok halktan tipler. Kafamızı çevirince görebileceğimiz insanlar. Bunun dışında aşklarında çok samimiler. İkisi de ilişkilerinde birbirlerine çok samimi, dürüst ve açıklar. Herhalde bu çağda en çok özlenen de bu duygular. Artık insanlar sadece güzel yüzlü kadınlar güzel yüzlü adamlar yerine gerçek bir şeyler izlemek istiyor. Aliye de tüm ekibiyle bunu başardı. Derya Artemel: Bence de sevilmesinin nedeni inandırıcılığı ve gerçekliği. Rolün başarılı olması için senaryoya bizim yüzde 100 inanmamız gerekir. Aliye'nin senaryosunda biz bunu görüyoruz.
YAN HİKAYESİ ÇOK GÜÇLÜ * İkilinin ilişkisi belli bir dönem belki de Deniz ile Aliye'nin aşkından daha fazla konuşuldu... Barış Falay: Artık Türkiye'deki yapımcılar, gerçek bir hikayenin samimi bir dille anlatılması gerektiğinin önemini kavradı. Türkiye'de başarılı olmuş hikayelere baktığımızda çok yalın gerçek bir hikaye var ve bunun yanındaki yan hikayeler çok güçlü. Yan hikayeleri güçlü kurulmayan dizilerin akibeti çok parlak olmuyor. Aliye'de senaryosu ve kurgusuyla güçlü bir yan hikaye oluşturuldu.. Ne mutlu ki, biz de bunun bir parçasıyız. Eğer becerebildiysek biz de onun vitrinini yapmaya çalıştık. Müco ve Zeliş'in ilişkisi de hikayenin güçlü olmasından dolayı zaman zaman öne geçti. Çünkü gerçek bir şey vardı ve hikaye tam olarak anlatıldı.
* İkilinin ilişkisinde aşk için her şeyi karşıya alma gibi bir durum var. Gerçek yaşamda da böyle davranır mısınız? Derya Artemel: Bence aşkın oluşmasında imkansızların çok büyük önemi var. Her şeyin güzel gittiği ortamda, aşk belki çok çekici olmaz. Engellere karşı koydukça, gerçek aşk ortaya çıkıyor. O yüzden bence bu senaryoda doğru bir gidiş var. Barış Falay: Aşkın gururu olmaz. Zaten duyguların da kuralı yok. Yaşamda belli şeyleri planlayabiliyorsunuz, ama duygularınızı asla. Duygular programlanabilir ya da şekillenebilir bir şey değil. Her ne kadar bizim mesleğimiz duyguları aktarmaya dayansa da, yaşamadığımız duyguyu yaşama zorunluluğu verse de, kendi duygularımızı istediğimiz de programlayamıyoruz. Programlayan insanların da mutlu olduklarını sanmıyorum.
KIRAÇ'IN ŞARKISI AĞLATTI * Etkilendiğiniz sahneler oldu mu? Derya Artemel: Gerçekten Barış'la çektiğim her sahneden çok etkileniyorum. Çok gerçekçi geliyor. Oynarken de çok etkileniyoruz. Benim için her sahne keyifli. Barış Falay: Ben de Derya gibi her sahneden keyif alıyorum. Ama oyuncular biraz iç aksiyonu yüksek, duygu yoğunluğu olan sahneleri canlandırmaktan zevk alırlar. Genelde de sahneler öyle ve dolu yazılıyor. Diğer rollere de baktığımızda boş sahnelerimiz yok. Derya Artemel: Sahilde kavga ettiğimiz ve benim Müco'yu bırakıp gittiğim bir sahne vardı. Onu oynamaktan çok keyif almıştım. Müco ile Zeliş ilişkisinde bir dönüm noktasıydı o sahne. Barış Falay: Kıraç'ın Aliye için yaptığı Şimdi Ellerim Bomboş' şarkısını çok seviyorum. İlk duyduğumdan beri o şarkınınyı bizim de sahnemizin bir yerine girmesini istiyordum. Derya'nın bahsettiği o sahnenin sonunda Zeliş'in ağlaması ve Müco'nun şaşkın, çökmüş halinin üzerine bir de o şarkı girince seyrederken hakikaten beni etkilemişti. Hatta gözlerim dolmuştu.
* Finale doğru yaklaşıyoruz... Peki iki- linin ilişkilerini neler bekliyor? Barış Falay: Gerçekten bilmiyorum. Şu ana kadar bizim elimize gelen senaryolarda bu ikilinin ilişkisinin nasıl olacağına dair bir final yok. Yani Müco Zeliş finali yok. İllaki bir yere bağlanacak. Ama hep söylediğim bir şey var. Bizim senaristlerimiz çok sıradan şeyler yapmadılar. Boşanmış bir kadının tekrar hayat kurabileceğini, bunun da son derece normal bir şey olduğunu toplumun büyük çoğunluğuna kabul ettirdiler. Türk dizi tarihinde bu bir yeniliktir. Hikayeye baktığımızda, senaristlerin sıradan bir final yapmayacağını tahmin ediyorum. Ne olacağını bende heyecanla bekliyorum. Derya Artemel: Hem Müco'nun hem de Zeliş'in aşklarını diri tutan şey aslında, her an aslında ikisi de birbirlerin elinden kayıp gidebilirmiş gibi. Sonuç olarak henüz ortada net bir şey yok. Müco bir gelecek istiyor. Ama Zeliş'in hala tereddütleri var. Müco belki de karanlıklara dönecek. Zeliş'te hala bunun tedirginliği var. Onların aşkını da diri tutan her an bir şey olabilirmiş gibi olması. Bunu birbirlerine olan sevgisinin biteceği anlamında söylemiyorum. Onları bekleyen belki de birçok olay var. Ama bunu kestiremiyorlar. Özellikle Zeliş bu durumdan korkuyor.
AŞK BELİRSİZLİKLERLE DOLU * Gerçek hayatta nasıl bir aşıksınız? Barış Falay: Her aşk kendi içinde yaşanır. 'Ben nasıl bir aşığım' gibi bir durumun doğru olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Dolayısıyla 'ben şöyle bir aşığım' diyemem. Ama bir insanla bu duyguları paylaşırken, öyle bir hale geliyorum ki; kendimi bambaşka buluyorum. İnsanın özünde zaten bu var. Derya Artemel: Aşk belirsizliklerle dolu bir şeydir. Nasıl davranacağınızı bilemezsiniz. Herhalde aşkı aşk yapan biraz da o duygudur. Çok fazla bilgi, mantık, nasıl davranacağını bilmek aşka ait bir şey değil. Barış Falay: Üstü açık olmak da rahatlatıcıdır. Hangi boyutta davranılırsa davranılsın en başta üstü açık olmaya çalışıyorum ben. Her türlü ilişkimde böyle davranıyorum. Ne hissediyorsam açıkça bunu söylemekten yanayım.