Biz bu kadar unutkan mıyız?
İlginç, gerçekten çok ilginç. Mesut Yılmaz ile Süleyman Demirel bir araya gelmiş, Hikmet Çetin'i de aralarına almışlar, yeni bir oluşum ile "kararsız" geniş kitleyi kucaklamaya hazırlanıyorlar. Yalçın Doğan, makalesinde, "Troyka"nın görüşlerine yer veriyor. Meğer, Türkiye uçurumun kenarına kadar gelmiş de haberimiz yokmuş. "...AKPyönetimindeTürkiyeikiliayrışmayagidiyor.Etnikayrışma:TerörekarşıalınanaskerigalebeyiAKPsiyasalaçıdansonuçlandıramıyor.Kültürelayrışma:Toplum,dindar-laik,muhafazakâr-liberal,milliyetçi-demokratolarakbölünüyor.Buikiayrışma,ülkeyisonubelirsiz,tehlikelibirmacerayasürüklüyor.Ürkütücübirtırmanmabaşlıyor.Bu3kişininönderlikettiğiyenipartininprogramında, 'insan onurunu' koruyacakbirönerimevcut:Cumhurbaşkanı'nıhalkseçecek.Ayrıcayenibirseçimsistemi,partilerdelidersultasınasonverecekyenibirSiyasiPartilerYasasıveişsizliğeçözümvaatlerivar."
***
Her sabah dünya yeniden kurulur; yeni ümitlerle güne başlarız ama, hafızalarımız da bu kadar zayıf değil. Sanırsınız ki, Demirel ve Yılmaz, iktidara hiç gelmemişler de, siyasete çekidüzen vermek için ellerine geçecek bir fırsatı kolluyorlar. Yüzde 30 oranındaki kararsız seçmen, iştah kabartıcı olabilir. Ama sanıyorum ki, sandık başına gidecek halk, yukarıda adı geçenlere oy vermemekte kararlı davranabilir. Demirel ile Hikmet Çetin'i bir kenara bırakıyorum. Ama Yılmaz, ANAP'ın oyunu yıllar içinde yüzde 20'lerden yüzde 5'e kadar düşürdüğünü ve bu yüzden partisinden istifa etmek zorunda kaldığını nasıl unutabiliyor? AK Parti'yi alaşağı etmek üzere kurgulanan böyle bir plan, aksine AK Parti'yi güçlendirebilir. Çünkü, zaten baraj sınırında olan DYP ve MHP, bu şekilde baraj altına düşebilir. Cem Uzan'ın da seçimlere katılacağı düşünüldüğünde, bu dağınık manzaranın AK Parti'ye yarayacağını kolayca söyleyebiliriz. Büyük ihtimalle Yılmaz'ı, genel seçimler arifesinde, diğer partilerle pazarlık içinde göreceğiz. Çünkü asıl amaç, bir şeklini bulup, siyasetin içinde kalmak. Ama Demirel ile Yılmaz bir araya gelince, bana fena halde 28 Şubat'ı hatırlatıyorlar. Ya seçmende de böyle bir izlenim doğarsa... Ya Yılmaz'ın "Siyasihayatımamalolsabile" diye başladığı cümleler hafızalarda canlanırsa...