atv'de üç sezondur reyting rekorları kıran 'Aliye' dizisinin Kaynana İkbal'i Ayten Uncuoğlu'dan ürperten açıklama: "Her annenin içinde mutlaka İkbal var".
Son zamanlarda dizilerde en çok tepki çeken karakterlerin başında 'Kaynana İkbal' geliyor. atv'de üçüncü sezona giren "Aliye" dizisinde rol alan Ayten Uncuoğlu, İkbal karakterideki güçlü oyunculuğu ile hemen herkesin şimşeklerini üzerine çekmeyi başardı. İkbal sayesinde böyle kişiliği olan kaynanaların azaldığını belirten Uncuoğlu'nun kendisi de bir erkek çocuk annesi. Uncuoğlu, "Beni yakından tanıyanlar bilirler; ben kaynana olacak ya da kaynana kelimesini akla getirecek biri değilim. O kelimeyi hiç tanımıyorum ve tanıyacağımı da sanmıyorum" diyerek oğlu ile evlenecek gelin adayının yüreğine su serpti.
* Aliye'ye başlarken hikayenin ve İkbal karakterinin bu kadar başarılı olacağını tahmin ediyor muydunuz? Hikayeyi bana anlattıklarında ve birlikte çalışacağım kişileri gördüğümde kendimi çok iyi hissettim. Öylesine insana ve hayata dair bir öykü ki, bu kadar tutması şaşırtmadı. İkbal'e gelirsek, size verilen karakteri yakaladığınız zaman, birlikte büyümeniz, gelişmeniz kaçınılmazdır.
* Kaynana İkbal'le ilgili tepkileri nasıl buluyorsunuz? Bana her zaman sevgi gösterdiler. Ama toplumdaki herkes 'Benim başıma da böyle bir şey gelirse' diye korkmaya başladı. Ama gençler korkmasınlar, artık bu tür şeyler biraz daha azalacak gibi. Gelen yorumlarda bazı kayınvalideler ekranda İkbal'i görünce, yani kendilerini görünce davranışlarını değiştirmiş ve değişme yolunda adımlar atmış. 'İkbal'i görünce kayınvalidem kendine geldi' diyenler oldu. Birkaç tane de olsa, bu bir umuttur.
* İkbal'in davranışlarını normal karşılıyor musunuz? İkbal'in aslında davranışlarının nedenlerinden biri istediği biriyle evlenmek yerine başkasıyla evlendirilmiş olması. Aşık olduğu bir adamla evlenememenin acısını yaşıyor. Bu İkbal'in yarası. Aliye'ye tepkisinin altında bu da vardı. Oğlunun bir başka kadına aşık olması İkbal'i ve İkbal gibileri her zaman rahatsız eder. Aslına bakarsanız bu kadın çaresiz bir kadın. İkbal kendi yaptıklarına çok güveniyor. Hepimizin annesi gibi. Her annenin içinde bir İkbal var. Çünkü çocuklarını korumak adına, içgüdüsel olarak tepki gösteriyor. Dışarıya karşı bir koruma içgüdüsü var.
GENÇLER ARTIK KORKMASIN * Dizi yayınlandığı günden beri herke- sin cevap aradığı bir soru var. Evin patro- nu kaynana mı yoksa gelin mi? Peki sizce kim? Dizi açısından bakarsak, Leyla'nın karakteri evde patronluk mücadelesi yapmaya daha müsaitti. Bunun sinyallerini de verdi. Ama Aliye öyle değil. Aliye çok özel bir insan. Aliye hiçbir zaman evin patronu olmanın mücadelesini vermedi. Ama günlük yaşantıya bakarsak, gelin ve kaynananın aynı evde yaşamaması taraftarıyım. Günümüzde artık büyük aileler çekirdek ailelere dönüşüyor. Genç kuşak ile bir önceki kuşağın bir arada yaşaması zorlaşıyor. İki kuşağın birlikte olması çok zor. Aksi takdirde bu mücadele hep yaşanacaktır.
İYİ NİYETİN YAN ETKİLERİ * Siz de bir annesiniz. Bu sahneler yaşanırken siz neler hissettiniz? Benim için de inanılmaz zor sahnelerdi. Bütün davranışları çocuklarını korumak için yapıyor ama bu arada her şeyden kendini soyutluyor. Ama her annenin içerisinde biraz İkbal'lik var. Yani 'Ben senin iyiliğin için yapıyorum' düşüncesi vardır. Ama diğer taraftan baktığımızda ise 'Cehenneme giden yollar, iyi niyet taşları ile doludur' diye bir söz vardır. İyi niyet her zaman olumlu bir şey olmuyor.
'ANNELİK İYİCE ZORLAŞTI' * Oğlunuz evlendiğinde siz nasıl bir kaynana olacaksınız? 'Kaynana' olmam galiba. Beni yakından tanıyanlar bilirler ben kaynana olacak ya da kaynana kelimesini akla getirecek biri kesinlikle değilim. O kelimeyi hiç tanımıyorum ve tanıyacağımı da sanmıyorum. Çünkü içimde öyle bir şey yok. Az önce 'bütün annelerde İkbal'lik var' dedim ama benim içimde yok. Olursa başa çıkarım.
* Bu proje o zaman sizin kaynanalık duygularınızı bastırdı diyebilirmiyiz? Ben pek çok şeyi biliyorum. Bundan sonra ona göre kendimi ayarlarım ve onları hiç rahatsız etmem.
* Siz nasıl bir annesiniz? Bu soruyu aslında oğluma sormalısınız. Annelik duygusu iyice zorlaştı. Eskiden çocuklarını dünyaya getirir, onların yemekleriyle, giyimleriyle ve onları korumakla görevli olurdunuz. Ama şimdi annelerin her şeyi bilmek, görmek, bunları çocuklarına aktarmak ve onlara iyi bir gelecek hazırlamak gibi görevleri de var. Özellikle çalışan anneler için bu görev daha zor. Onlar çocuklarına fazla vakit ayıramamanın suçluluk duygusunu yaşıyorlar. Ama çocuklarınız büyüdükten sonra size 'iyi ki çalışarak bana bir gelecek hazırladın' diye teşekkür edince, o sözler hoşunuza gidiyor. Öyle anları yaşayan annelerden biriyim. Hep çalıştığım için vicdan azabı çektiğim anlar oldu. İşim ve çocuğumu bir arada götürmeye çalıştım.
ARADA MESAFE OLMALI * Siz oğlunuzla arkadaş gibi miydiniz? Arkadaşa yakın. Ama çocuklarla anneler hiçbir zaman tam arkadaş gibi olamıyorlar. Arada mesafenin olması bence iyi.
* Oğluma 'keşke şunu yapmasaydım' dediğiniz bir pişmanlığınız var mı? İtiraf anlamında değil ama zaman geçtikçe anlaşılan bazı şeyler var. Biraz olgunlaşmakla alakalı herhalde. Büyük anlamda 'keşke'lerim yok ama yine de var.
* İkbal rolünden sonra anneliğe bakış açınızda bir değişiklik oldu mu? İster istemez mutlaka olmuştur diye düşünüyorum. Anne-oğul ilişkisine uzaktan bakma şansına sahip oldum. İnsan içindeyken bakamıyor. Somut bir örnek veremiyorum. Anne-çocuk arasındaki ilişkiyi uzman gibi görme şansını yakaladım.
* Oğlunuz size diziden sonda hiç 'an- ne şu huyun değişti' dedi mi? Bu zamana kadar demedi. Ama ben bilinçaltımdan geçirdim. Sanki bunu sonradan görecekmişim gibi geliyor. Çünkü kendinize karşı yabancılaşıyorsunuz.