Gözyaşı Çetesi'nin asi kızı Deniz'in, yani Ebru Özkan'ın aldatma kavramı oldukça farklı: Belki bir kitabı ya da müziği kıskanırım ama bir kadını asla!.
atv'de cumartesi akşamları yayınlanan 'Gözyaşı Çetesi'nin asi kızı Deniz'i canlandıran Ebru Özkan Dil Tarih Coğrafya fakültesi Oyunculuk Bölümü 3. sınıf öğrencisi, Çocukluğumdan beri oyuncu olacağımı biliyordum" diyen ve ilk dizi deneyiminde büyük bir başarı yakalalayan güzel oyuncu, canlandırdığı Deniz karakteriyle benzer tek yanını "Ben de biraz anormalim" diyerek açıklıyor.
KARAKTERLER ÖRTÜŞMÜYOR Evlilik arifesindeyken kendini terk eden sevgilisini dövdürtüp, arabasını parçalayan, teknesini yakmaya çalışan Deniz'in bu davranışlarının kendi karakteriyle örtüşmediğini söyleyen Özkan, "Benim aldatma kavramım biraz farklı. Ben bir kadından kıskanmam" diyor. Özkan, sevgilisini bir kadın yerine kitap ya da müzikten daha çok kıskanacağını söylüyor. Özkan, Gözyaşı Çetesi' ve özel hayatıyla ilgili ayrıntıları şöyle anlatıyor:
İLKOKULDAN BELLİYDİ..'
* Siz de oyuncu olmayı çocuk yaşta kafasına koyanlardan mısınız? Kesinlikle evet. Çocukluğumdan beri oyuncu olacağımı biliyordum. Bu aklıma nereden geldi bilmiyorum. Çünkü küçüklüğümde tiyatroya bile gitmedim. İkinci sınıftayken bir oyun yazıp yönettim. Sadece onu hatırlıyorum... Oyunculuk benim için doğal olarak gelişti. Çocukluğumdan beri garip biriydim. Geceleri cama el sallar, geri geri gider, etrafımda kareler arardım. 'Mühendis mi, oyuncu mu olayım?" gibi bir kararsızlık hiç yaşamadım çünkü zaten oyuncu olacağımı biliyordum.
İZİ HEYECANI BAŞKA'
* Gözyaşı Çetesi, ilk diziniz. Teklif ge- lince ya da ilk gün sete gittiğinizde neler hissettiniz? Çok mutlu oldum. Zaten oyunculukla ilgili her şey beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. Tiyatroda da öyle. Her gece aynı oyun için de sahneye çıksam, yine de heyecanlanıyorum. Dizide çok daha farklı. Yeni insanlar tanıyorum, ortamı, teknikleri algılamaya çalışıyorum. Karmaşık olsa da çok güzel, keyifli.
* Deniz karakteri biraz asi gibi... Evet, çok asi. Bir şirkette çalışıyor ve patronuyla sözlenmiş. Ancak evlilik arifesindeyken terk edilmiş. İnanılmaz hırçın, cesur, pratik zekaya sahip bir kadın. Yaşam tarzı, kuşağının özelliklerini taşıyor. Faydacı ve sağlam. Bunu kasıtlı olarak yapmıyor. Ama Cevahir ile karşılaştıktan sonra yaşamı ve aşkı sorguluyor. Aşk ona bambaşka bir dünya açıyor. kadını kıskanmam'
* 'Faydacı ve sağlam kuşak' demekle neyi kastettiniz? Özellikle 1980 öncesinin böyle bir kuşak olduğunu düşünüyorum. Tabii ki, istisnai insanlar vardır aralarında. Ama bunların sadece yüzde 30'u sağlam, geri kalanı ise bana göre tamamen faydacı. Aynı Deniz gibiler. Aslında öyle olduklarının da farkında değiller. Kırık dalları tutuyorlar ve ne yazık ki, düşüyorlar...
* Terk edilmiş kadınların büyük ço- ğunluğu eski sevgililerine zarar vermek is- tiyor. Deniz de öyle. Nedir kadınları bu hale getiren? Bunu kadın ya da erkek diye ayırmamak lazım. Çünkü sadece kadınlarda değil, erkeklerde de aynı tavır var. Herhangi bir travma karşısında benzer tepkileri verebiliyor. Kişi bütün yaşamının köklerini birbirine ya da bir şeye bağlamışsa, o ortadan kalktığında ya da zorla kaldırıldığında tamamen bir travma geçirebiliyorsun. Bunun sonucunda da hayvani dürtülerin harekete geçiyor. Deniz de böyle bir kadın.
* Deniz'in Cevahir'e karşı fikirleri ne- den sürekli değişiyor? Bir önceki bölümde Cevahir'e "Kendini öldürtmeye çalışan birine ihtiyacım yok benim" demişti Deniz. Bunları çok sağlıklı bir ruh hali içindeyken söylemiyor. Çünkü zaten bir sürü karmaşanın içinde anlık kararlar veriyor. Yaşadığı saçmalık döneminde en iyi ve en tutarlı erkek olarak Cevahir'i görüyor. Aralarında bir yakınlaşma tabii ki olacaktır.
* Tüm asiliğine ve özgürlükçü yapısı- na rağmen onun da korunmaya ihtiyacı mı var? Bu yüzden mi saldırgınlaşıyor? Deniz'de de bir korunma ve kollanma hissi olsa gerek diye düşünüyorum. Güçlü yanını bu tür durumlarda ortaya çıkarabiliyor. Ali onu korumak istiyorsa, Deniz o pozisyonda kendisini bekliyor. Alternatifini aramıyor, ya da özgürlükçü yanını ortaya çıkarmıyor. Bu yan aldatıldığı anda ortaya çıkmaya başlıyor.
* Deniz'in yaşadıklarını siz yaşasaydı- nız, tavrınız ne olurdu? Öncelikle, ben öyle bir işte çalışmazdım; Ali ile yani patronumla birlikte olmazdım. Haydi kazara aşık oldum; elbette ki, böyle bir şey yapmazdım. Gittiğinde, bir başkasına aşık olduğunda onun adına mutlu olurdum herhalde.
* Siz hiç kıskanmaz mısınız? Sevdiği- niz başka bir kadının kolarına gitse, tepki göstermez misiniz? Benim kıskançlıklarım çok daha farklı. Mesela sevgiliim bir kitap okuyordur, kendini fazla kaptırır. O kitabı kıskanabilirim. Veya bir müziği çok sevmiştir, beni unuturcasına o müziği mırıldanıyordur işte o zaman onu gerçekten kıskanabilirim. Ama asla bir kadını kıskanmam. Birlikte olduğu kadın, o müzik ve kitabın kaynaştığı bir kadınsa ne ala. O zaman "Ne güzel o da çok mutlu olsun" derim. Çünkü bana da benzer bir şey olabilir. Normal değil bu. Galiba bende de birazcık anormallik var.