'Salome yaz, şansım artsın' Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in deyimiyle "kapınumarasıolmayan"TCK'nın301.maddesi, geçtiğimiz hafta gündemden yine hiç düşmedi. Yazar Elif Şafak'ın "Baba ve Piç" romanında yazdıkları sebebiyle Türklüğü aşağıladığı iddiasıyla yargılandığı dava daha ilk duruşmada düştü ama yankısı epey güçlü oldu. AB'nindeyakındantakipettiğisüreçleilgilipartileringörüşlerikadarhukukçularınveaydınlarıngörüşleridehaylitartışmalı." Hukukçular" demişken, geçtiğimiz hafta yargı çevreleri ile yaptığımız görüşmelerde ilginç bir yorum aldık geneli itibarıyla. Yargıçlarımız derler ki; "Artık çok kitap satıp çok para kazanmak isteyen, sansasyon yaratmak isteyen yazarlar kolay yolu buldu, Türklüğü aşağılayan yazılar yazıp amaçlarına ulaşıyorlar. Yada'Ermeniyahudisoykırımıvar'deyip,Avrupa'dandaaldıklarıdestekleNobel'ebileadaygösteriliyorlar." Hatta, bugüne kadar kamuoyuna hiç yansımamış bir olayı da aktardılar. Danıştay Başkanlığı seçimi sırasında bir aday adayı, Yahudi bir arkadaşına espriyle karışık takılmış; "Benim adımı bir yerlerde Salome diye geçir de, adımdan dolayı belki ilgi çeker, şansım artar" demiş. Şaka mı değil mi bilmiyorum ama şakası bile benim kanımı dondurdu. Yaşadığımız ülkemizin Türkiye,kendimizindeTürkolduğunulütfenamalütfenunutmayalım.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in deyimiyle "kapı numarası olmayan" TCK'nın 301. maddesi, geçtiğimiz hafta gündemden yine hiç düşmedi. Yazar Elif Şafak'ın "Baba ve Piç" romanında yazdıkları sebebiyle Türklüğü aşağıladığı iddiasıyla yargılandığı dava daha ilk duruşmada düştü ama yankısı epey güçlü oldu. AB'nin de yakından takip ettiği süreçle ilgili partilerin görüşleri kadar hukukçuların ve aydınların görüşleri de hayli tartışmalı. " Hukukçular" demişken, geçtiğimiz hafta yargı çevreleri ile yaptığımız görüşmelerde ilginç bir yorum aldık geneli itibarıyla. Yargıçlarımız derler ki; "Artık çok kitap satıp çok para kazanmak isteyen, sansasyon yaratmak isteyen yazarlar kolay yolu buldu, Türklüğü aşağılayan yazılar yazıp amaçlarına ulaşıyorlar. Ya da 'Ermeniyahudi soykırımı var' deyip, Avrupa'dan da aldıkları destekle Nobel'e bile aday gösteriliyorlar." Hatta, bugüne kadar kamuoyuna hiç yansımamış bir olayı da aktardılar. Danıştay Başkanlığı seçimi sırasında bir aday adayı, Yahudi bir arkadaşına espriyle karışık takılmış; "Benim adımı bir yerlerde Salome diye geçir de, adımdan dolayı belki ilgi çeker, şansım artar" demiş. Şaka mı değil mi bilmiyorum ama şakası bile benim kanımı dondurdu. Yaşadığımız ülkemizin Türkiye, kendimizin de Türk olduğunu lütfen ama lütfen unutmayalım.
