Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Ana Sayfa 29 Eylül 2006
İslâmiyet ve reform
Bir cehalet abidesi

İslâmiyet ve reform

Alman Hükûmeti, ülkede yaşayan 3.2 milyon Müslüman ile diyalog kurma amacını güdüyormuş. Bu bilgiyi Yalçın Doğan'ın sütunundan edindim. (27 Eylül 2006-Hürriyet)
Kültürel çatışmanın engellenmesi yolunda atılacak adımlar elbette takdirle karşılanır. Ama, Alman İçişleri Bakanı Schaeuble'nin sözleri, İslâmiyet'e ilişkin derin bilgisizliğini ortaya koyuyor ve diyaloğun tesisinin hayli zor olacağının işaretlerini veriyor.
Bakın ne demiş Schaeuble: "Benim görevim elbette İslâm'ı reformdan geçirmek değil. Ama eğer, Avrupa'da İslâm olacaksa, o zaman İslâm, Avrupa değerlerini özümsemek zorundadır. Kilise reform ve aydınlanma sürecinde, kendisine güç gelen bazı değerleri kabul etmek zorunda kalmıştır. Aksi halde, İslâm, Avrupa'nın parçası olamaz." (Der Spiegel, sayı 38, s. 96)
Acaba Schaeuble, Avrupa aydınlanmasının temelinde, Batı'nın İslâm ülkeleriyle temasa geçmesinin ve Arapça'dan Lâtince'ye çevrilen çok sayıda eser sayesinde, Antik Yunan düşüncesiyle tanışmanın önemli rol oynadığını bilmiyor mu?

***

Prof. Bekir Karlığa'nın "İslâm Düşüncesinin Batı Düşüncesine Etkileri" kitabından aktaralım:
"Endülüs'te yaşayan Yahudiler ve Hristiyanlar, kısa zamanda Arapça öğrenerek, Araplar gibi yaşamaya ve düşünmeye başlamışlardır. Bir süre sonra bunlar, 'Araplaşmış' anlamına Mozarab (Müsta'reb) adıyla anılacak büyük bir kitle haline gelmişlerdir... Camileri, sarayları, kütüphaneleri, kâğıt imalathaneleri, hastaneleri ve medreseleriyle Endülüs, o günkü Batı'nın gözünü kamaştıran parlak bir uygarlığa sahipti. John W. Draper'in deyimiyle, '"Londra'da bir tek sokak lambası bulunmazken... Sonraki uzun asırlar boyu Paris'teki evinin eşiğinden yağmurlu bir günde sokağa adımını atan bir Parisli, ayak bileklerine kadar çamura batarken", aydınlık ve temiz sokaklarıyla Endülüs kentleri, pek ileri ve gelişmiş bir görünüm arz ediyordu. "Uzun asırlar boyunca Oxford Üniversitesi ilim muhitinde, hamama girip yıkanmak barbar ve dinsiz kimselere has bir gelenek olarak" nitelendirilirken, İslâm ülkeleri çeşmeleri ve hamamlarıyla herkesi kendisine çekiyordu. Nietzsche'nin deyişiyle: "Kilise kendisini temizliğe karşı bile korur. Müslümanlar İspanya'dan uzaklaştırıldıktan sonra alınan ilk Hristiyan'ca tedbir, halka açık hamamların kapatılması oldu." Kastille ve Leon Kralı VII. Alphonso, bastırdığı paraların üzerine bir yüzüne Arapça 'Alfonso Emü'l-Katolik' (Katolikler'in Kralı Alphonso), diğer yüzüne de Papa'nın unvanını ifade etmek üzere 'İm'ül-Bi'eti'lMes' (Hristiyan Kilisesi'nin Başkanı) ibaresini yazdırıyordu. Toledo 1085 yılında VI. Alphonso tarafından zaptedildikten sonra da yaklaşık 2 asır daha, hukuk ve ticaret dili Arapça'ydı. Hatta Mozarablar Lâtin dilinde yazarlarken bile, Arap alfabesini kullanıyorlardı."

***

Sonuç itibarıyla, bir dönem İslâmiyet altın çağını yaşadı. O tarihte Hristiyanlık, Ortaçağ'ın derin karanlığı içindeydi.
Evet... Şu anda, Hristiyan ülkeleri, Müslüman ülkelerden daha ileri. Ama, bunu, dine ve İslâmiyet'in reform ihtiyacına bağlamak mümkün mü! Zira Müslümanlık'ta, hakikatin sahibi olan Kilise benzeri hiyerarşik bir yapı yok. Bilimin yerine geçen ve Skola denilen okullarda tedris edilen dogmalar (Ezeli, değişmeyen ve sadece Kilise tarafından yorumlanabilen doğrular) da mevcut değil. Reform hareketi, "İsa'nın yeryüzündeki temsilcisi" ve "siyasi otoritenin sahibi" Kilise'nin, bilim de dahil, bütün hayatı kapsayan, papazları "yanılmaz" addeden, insanları aforoz ederek dinden çıkartan düzenine karşı yapıldı.
Luther, İncil'i okumak ve yorumlamanın Kilise'nin tekelinde olmadığını, ruhban sınıfının diğer insanlardan farkı bulunmadığını kabul etti. Luther'in 95 tezinin pek çoğu zaten İslâmiyet'te mevcut. Ülkelerin farklı sebeplerden dolayı geri kalmış olmasının faturasını dinimize ve Müslümanlar'a çıkartmak çok yanlış.
Bu ne biçim diyalog anlayışı. Schaeuble, önce, inanç sistemlerini öğrenmeli, sonra Müslümanlar'la birlikte yaşamanın, kültürel farklılıkları gidermenin yollarını aramalı.
GÜNCEL
Ölümcül Ölümcül ihmal
Alperen'in kalbi, göz ameliyatı sırasında narkoz yerine azot...
Zenginsen adaya gel
Din konusunda tembeliz
Türkiye'ye özgü
Silahlara veda için hazin tören
Seçmece bunlar
Sezaryen patlaması
SPOR
Kutlu Kutlu olsun Fener: 3-0
Sarı-Lacivertliler, dün gece 4 sevinci birden yaşadı.. 1. Takım 100.
Uzatmalı samba: 2-2
Muhteşemsin Alex
Buz gibi golü yedi
Kadersiz Trabzon: 0-0
Kayseri'den buruk veda: 1-1
Keşke herkes Ümit gibi olsa
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Yağmur 24 C,Yağmur 17 C
ANKARA - Kapalı 27 C,Kapalı 13 C
IZMİR - Yağ. Ola. 28 C,Yağ. Ola. 16 C
ANTALYA - Yağ. Ola. 28 C,Yağmur 19 C
ADANA - Kapalı 31 C,Kapalı 22 C
EKONOMİ
IMKB E: 37.268,210 D:% 1,22
DOLAR S: 1,505 D:% 0,50
EURO S: 1,911 D:% 0,55
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Künye | Ana Sayfa
    Copyright © 2003, 2006 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu