'Aşk Oyunu'na Keremcem'in ayrılmasıyla transfer olan Tardu Flordun, endişeliydi Ama korktuğu olmadı. Seyirci, Flordun'u Keremcem'den daha sıcak gördü... 'Aşk Oyunu'na Keremcem'in ayrılmasıyla transfer olan Tardu Flordun, endişeliydi Ama korktuğu olmadı. Seyirci, Flordun'u kısa sürede sevdi ve benimsedi....
Geçen sezon atv'de fırtınalar estiren duygusal-komedi türündeki 'Aşk Oyunu'nun yeni başrol oyuncusu Tardu Flordun diziye bir girdi pir girdi. Keremcem'in ayrılmasından sonra "Aşk Oyunu"na transfer olan oyuncu, yakışıklı popçunun hayranları tarafından tepki göreceği endişesi yaşıyordu. Ancak korktuğu başına gelmedi. İki bölümden sonra Flordun seyirciyi avucuna almayı başardı. Yasemin Ergene'nin yeni partneri Mert olarak dahil olduğu "Aşk Oyunu"nun ilerleyen bölümlerde çok daha iyi olacağını söyleyen oyuncu kısa zamanda Keremcem'in pabucunu dama attı.
* Keremcem'in ayrılmasından sonra dizinin başrolü size teklif edildi. Kabul etmeden önce ikiniz arasında kıyaslama ya- pılır endişesi duydunuz mu? Bu yepyeni bir karakter onun için böyle bir kıyaslamaya gidilmemeli. Onun dışında bir de şöyle bir şey var; Benim mesleğim oyunculuk. Hani yani ben bir albüm çıkarmıyorum. Oyunculuk eğitimi aldığım için, bu meslekten para kazanıyorum. Öyle bir kıyaslamaya gidilmesini de çok doğru bulmuyorum. Zaten o diziden ayrılıktan sonra aynı rolü, aynı karakteri ben devam ettiriyor değilim. Tamamıyla Keremcem'in canlandırdığı karakter ve dolayısıyla onun ailesini oynayan ekibin rolleri bitmiş durumda. Benimle birlikte benim ailem, benim çevrem yaratıldı. Yani başka bir karakter olarak girdim. Bu şekilde devam edecek.
KORKTUĞU OLMADI!
* Dizinin bu gece üçüncü bölümü yayınlanacak. İlk iki bölümden sonra nasıl tepkiler aldınız? Tahminimden çok daha iyi oldu. Daha da iyi olacağından eminim. Keremcem'den daha sıcak bulundum. İzleyici beni hemen kabul edip, bağrına bastı.
* Dizinin Keremcem'den sonra artık eskisi gibi ilgi görmeyeceği iddia edildi. Sizin böyle kaygılarınız oldu mu? Keremcem'in gerçekten büyük bir hayran kitlesi var. Ve hayran kitlesinin çoğunu, ortalama 13-14 yaş oluşturuyor. Hani, onlar tabii ki 'Keremcem gitti. Nerden geldi bu herif?' diye bir tepki gösterebilirler. Bana karakedi muamelesi yapabilirler. 6-7 yıldır toplam 3-4 iş yaptım. Ama sanıyorum ki daha kemikleşmiş bir kitlem var. Yaş ortalaması daha yüksek bir kitle. Zaten dizinin anlaşmasını yaparken yapımcıyla konuştuk ve ben kaygılarımı anlattım. İlk bölümlerde reyting belki düşebilir. Ama özellikle genç kızlar birkaç bölüm sonra dizinin eskisinden daha iyi bir formatta ilerlediğini görecekler.
* Sizin diziye katılmanızla birlikte 'Aşk Oyunu' farklı bir boyut kazandı mı? Buna 'Aşk Oyunu Versiyon 2' dersek daha doğru olur. Yeni bir iş gözüyle bakıyorum ben buna. Hani 44 bölüm bitmiş, 45'inci bölümden başlıyor gibi değil. Zaten mantıklı davranıp bir oyuncu olarak da böyle düşünmem gerekiyor. İlk bölümden yeni bir işe başlamış gibi görüyorum kendimi. Ve ekip de öyle görüyor. Senaryo konusuna gelince, zaten 44 bölüm yeteri kadar uzun. Genel olarak ülkemizde bir çok dizide senaryo problemleri yaşanıyor. Hikaye belli bir noktadan sonra kendini tekrarlıyor. Tıkandığı zaman aynı şey dönüp duruyor. O zamanda fabrikasyon üretime geçiliyor. Belki bu anlamda bunu kıracak ve yeni bir enerjiyle bir süre daha devam edecek. Birkaç bölüm izlediklerinde dizinin yeni formatının da, yeni değişen alt yapısının da izyecinin hoşuna gideceğini ve belki diziyi izleyen yaş ortalamasının da bir parça yükseleceğini düşünüyorum.
TEKLİFLER ONA
* Tutmuş bir diziye başlamak çok risktir. Yeni bir diziye başlamak bu yüzden daha avantajlıdır değil mi? Yeni bir diziye başlamak tabii ki her zaman için daha avantajlı. Ama bu herhangi bir rolün devamı olmadığı için, tamamiyle başka bir isimle, başka bir karakter ve başka bir rol yaratıldığı için hem kendi adıma hem de bütün arkadaşlarım adına yeni bir iş gözüyle bakıyorum.
* Mert karakteri daha önceki dizileri- nizle benzerlikler taşıyor. Oyuncuların en büyük korkusu rolün üstüne yapışıp kalmasıdır. Sizin böyle bir korkunuz var mı? Ama onu biraz da yapımcıların ve senaristlerin düşünmesi lazım. Mümkün olduğu kadar gelen tekliflerde seçici olmaya çalışıyorum. 2000'den bu yana 50 teklif geldiyse bunun 45'i zaten hep aynı tarzda romantik-komedi türündeydi. Bana romantik komediler için aranılan adam gözüyle bakıyorlar herhalde. Gerçekten böyle bir rol olduğunda yapımcıların aklına hep ben geliyorum. Şikayetçi değilim ama bu rolün üzerime yapışıp kalmasını da istemiyorum.