Objektif bir Truva belgeseli Her yıl Antalya'ya film endüstrisinin dünyaca ünlü isimlerini çeken AltınPortakalFilmFestivali'ne bu sefer geç katılabildim.Geçen seneden tecrübeli olduğum için hemen izlenimimi aktarayım. Bu yıl daha fazla sponsor var, işler daha organize yürüyor, ama geçen yılki coşku yok! Sanırım genç yıldızlar yerine Faye Dunaway gibi isimler ağırlanınca ve onlar da odalarından insan içine çıkmayınca festival Türksanatçılarla geçiyor. Festivalin üç oteli, HillsideSu,Falez ve Sheraton arasında sürekli shuttle var. Yerli ve yabancı konuklar tüm hafta boyunca birbirinin ne kıyafet giydiğine kadar ezberler hale geliyor. Gündüz film gösterimleri, akşam galalar ve partilerde hep aynı simalar. Bu arada Digitürk partisini kaçırdığıma üzüldüm, herkes ondan bahsediyordu. Hava bir güneşli bir yağmurlu olunca havuzbaşındaki restaurantta vakit geçiriyoruz. CemYılmaz esprileriyle masasındakileri güldürürken, LeylaUmar saat tutarak azimle yüzüyor. Bir ara kıyafetleriyle havuz başında oturan SibelKekilli'yi yüzmeye çağırdı. Sibel de " Cildimhassas,kızarıyor,güneşeçıkmıyorum " dedi. Sanatçıların zaten yanıktenli olanına ben rastlamadım. Hepsi bembeyaz sütrengi . Geçen yıl Rixos Hotel'de ihtişamlı bir gala yemeği verilmişti. Bu kez masalarla donatılmış akşam yemeği yerine açıkbüfekokteyl yapıldı ve ardından TruvaBelgeseli gösterildi. 45 dakikalık belgeseli tüm salon sessizlik içinde pür dikkat izledi. Türsak ekibinden EnginYiğitgil ve SevinçBaloğlu'nun da katkılarıyla çekilmiş MercanDede tınılı belgeseli son derece objektif buldum. Hatta Troia Kazı Başkanı " birkurbanınçektiğienobjektifbelgesel " lafını boşuna etmemiş. Truva eserlerinin Türkiye,Yunanistan,Almanya ve Rusya arasındaki serüvenini tarafsız veren filmde keşke " oeserlerÇanakkale'deolsa " diyorsunuz.