Tayland'da darbe
Tayland'daki darbeyi, ne Başbakan Shinavatra'yla ilgili yolsuzluk iddiaları, ne de demokrasiye aykırı bir tutumu benimsemesi haklı gösterir. Shinavatra, 2001, ardından da 2005 genel seçimlerini kazandığına göre, darbe meşru bir iktidara karşı yapılmıştır. Denilebilir ki: Demokrasilerde, "İktidaroldum,aklımaestiğigibiülkeyiyönetebilirim" düşüncesi doğru değil. Ama "Ülkeyolsuzlukbataklığınagömüldü.Arzuedilendemokratikreformlargerçekleşmiyor" bahanesiyle ordunun yönetime el koyması, hiç ama hiç kabul edilemez. Çünkü, ilk şıkta, hiç değilse meşruiyetin kaynağı millet. İkinci şıkta, birkaç generalin iradesi rol oynuyor. Sözüm ona, düzenlenen kamuoyu araştırmalarına göre, halkın % 84'ü, askerdarbeyi onaylamış. (Bu durum bize biraz Kenan Evren'in % 90'la cumhurbaşkanı seçilmesini hatırlattı.) Alternatifi olmayan halk, maraza çıkartmayı sevmiyor. Le Monde gazetesi, "Halktepkigöstermedi;dolayısıylabuaraştırmadoğruolabilir" diye yazıyor. Tayland, Fransa mı ki, halk sokaklara dökülsün, protesto gösterilerine girişsin? Türk halkı da maalesef, darbeler karşısında kuzularınsessizliğine bürünür. Ama, dönüp sorsanız şimdi, darbeleri onaylayanlar azınlıkta kalır. İster "Cumhuriyetikorumakvekollamak" üzere hareket edilsin, ister "meşrutiyetesahipçıkılsın", bu gibi müdahaleler, sadece demokrasiyi daha büyük bir çıkmaz içine sokar. Askerdarbeler derde deva olsaydı, Tayland Kralı 9'uncu Rama'nın 60 yıllık iktidarında, 18 darbe gerçekleşir miydi? Aynı dönemde 16 defa da anayasa değiştiğine göre, "demokratikreformlar(!)" da da mesafe alınmadığı ortaya çıkıyor.