Jet beraat kararı
Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, "BabavePiç" isimli romanında "Türklüğehakaretettiği" iddiası ile yargılanan Yazar ElifŞafak'ı ilk duruşmada, ifadesine başvurmaya bile gerek görmeden beraat ettirdi. Ettirdi de ne oldu, diyeceksiniz. Konuyu, sosyolojik, hukuksal ve politik açılardan analiz edecek değilim. Zaten dava, analiz edilecek bir dava bile değildi. Kendisini, Büyük Hukukçular Birliği Başkanı olarak tanıtan bir avukatın "gayretkeşliği" sayesinde açılmıştı. Fakat şu oldu.
***
Bu jet beraat kararı karşısında Türkiye apıştı kaldı. Kimse böyle bir ani karar beklemiyordu. Türklüğe hakaret gibisinden anlı şanlı bir suç etrafında bir dava başlatılmış, taraflar yerlerini almışlardı. Bir yanda Türklüğü korumak için canlarını siper edenler... Diğer tarafta ise vatan hainleri(!) ve satılmışlar(!) yer alıyordu. Ne güzel kavga edilecek, Türkiye kurtulsun diye gırtlak gırtlağa gelinecekti. Fakat ne savcı ne de hakim buna izin verdi.
***
Ortalama bir hukuk bilgisine sahip insanların bile çok rahat anlayabilecekleri gerekçelerle verdiler kararı üstelik. Romandaki kahramanın ağzından ortaya konulan tez ve antitez şeklindeki yazılar "ifadeözgürlüğü" kapsamında kalmış, hakaret aşamasına geçmemiştir, dediler. Müşteki avukatlarının reddihakim istemi ise "davadan zarar görmemiş oldukları" savı ile reddedilmiştir.
***
Bir de şu oldu: Kanunkoyucunun, TCK madde 301 ile ihdas ettiği "ifade özgürlüğünü zedeleyici" anlayış, bizzat hükümkoyucu mahkeme tarafından reddedilmiştir. Türkiye'nin gerçek geleceği işte o hakim ve savcıların yürek ve beyinlerinden ışımaktadır.