Altın Portakal'ın bu yıl çok ses getiren reklam filmini hazırlayan ünlü reklamcı Alinur Velidedoğlu iş dünyasından, özel hayatına kadar her şeyi açık yüreklilikle Ece Vahapoğlu'na anlattı....
34 yıldır reklam sektöründe olan Güzel Sanatlar, Zenith, DFH ve Medyapım şirketlerinin ortağı Alinur Velidedeoğlu, açtığı sergileriyle de sanatçı kimliğini ön plana çıkartıyor. Lisedeyken IQ skoru 168 gibi yüksek bir puan çıkan Velidedeoğlu, unutulmaz hukukçu Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun torunu. 1974'te Ünver Oral tarafından kurulan Güzel Sanatlar reklam şirketine Yiğit Şardan ile beraber ortak olan Alinur Velidedeoğlu sorularımızı yaratıcı ofisinde yanıtladı. *Altın Portakal'ın bu yılki reklam filmini siz hazırladınız. Festival hakkındaki düşünce- leriniz nelerdir? Festival 2 yıldır Türsak tarafından yapılınca uluslararası bir havaya büründü. Avrasya Film Festivali de aynı döneme denk geliyor. Burada bir film marketi kuruluyor. Cannes, Venedik gibi film festivallerinde film marketi açılır. Prodüktörler filmlerini satmak için gelirler. Kırmızı halılarda ödül törenleri de işin "havuç" kısmıdır. İnsanları festivale çekmek için yapılır. Mesela Cannes'da bir haftada 5 milyar $'lık satış yapılıyor. Türsak bunu başardı ve ilk defa film marketi açılıyor.
Yaratıcılık ne kadar yeterli?
* 48 saniyede tüm bunları nasıl anlattınız? Hem Antalya'yı hem ticareti anlatmak gerekiyordu. Seneye Cannes'da 690 defa bu film gösterilecek. Türsak başkanı Engin Bey toplantıda bana ilk briefingi verirken reklam filmi kafamda oluştu zaten.
* Filmi izleyemeyenler için ne içerdiğini anlatır mısınız? Film dünyası 500 milyar dolarlık pazar. 160 milyar doları ABD'de oluşuyor. Tüm bu piyasa 4 kelime ile yönetiliyor. Yönetmen "ready= hazır" der, "turnover=motor" der, "action= çekim" der ve "cut=kes" der. O sahne biter. Bu dört kelimenin sonunda 500 milyar dolarlık bir endüstri yatıyor. Filmimin başına bunları koydum, dünyaca ünlü yıldızların en ünlü sahnelerini gösterdim ve "kes" derken portakalı ikiye bölermiş gibi Antalya'ya geçtim. Film şeridi şeklinde kırmızı halıyla Antalya plajlarını ve Aspendos'u gösterdim.
* Kısa zamanda her şeyi anlatmak için sadece yaratıcılık yeterli mi? 34 yıldır bu işteyim, beynimde fikirler daha hızlı gelişiyor. Tortular özet halinde duruyor. Yaratıcılık ve birikim bir arada olmalı. Deneyim önemli. Yaratıcılık tek başına yaramıyor.
* Reklamcılılıkda sanat önemli değil mi? Reklam sanat işi değil. Tablo ya da heykel yapmıyoruz. Sanat filmi de yapmıyoruz. Ticaretin sesini satmaya çalışıyoruz. Yaratıcılıktan yararlanıyoruz, ama ürünü satmak için.
* Bu anlamda reklam piyasasını nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? Türkiye'de reklam piyasası yaklaşık 2 milyar dolar. Bunun yüzde 30'u çöpe gidiyor. Yani, amacına ulaşmayan reklam faaliyetlerinden dolayı 600 milyon dolar boşa harcanıyor. Film, jingle, billboard ve ilanlar yanlış yapılabiliyor. Sırf müşterinin her istediğini yapmak uğruna...
* Sadece bizde mi böyle? Hayır, Amerika'da da böyle, orada yüzde 38'i çöpe gidiyor. İçinde "sıfır" fikir olan filmler çekiliyor. Muhteşem görüntü olabilir ama sonunda bir şey çıkmıyor.
* Örnek var mı? Reklam filminde bir davette bir kadın bir erkeğin parfümünden etkilenip yanına gidiyor. Vasat ve güzel olmayan bir kadın hangi parfümü sıkarsa sıksan bakmazsınız. Ya da spordan çıkmış, atletik, mavi gözlü, yakışıklı erkek parfüm sıkmasa da kadınlar ona bayılır. İnsanların akıllarına başka bir şey gelmiyor. Bu fikirler bayat. Sonra aynı fikirler karışıyor, marka bilinirliği oluşmuyor.
* Siz nasıl bir parfüm reklamı yapardınız? Farklı ortaya koyardım. Ama zaten bana nasıl olduğunu söylemem için para veriyorlar. Yani 30 milyon $'lık bir soru sordunuz. Öncelikle reklamverenin doğru bilgilendirme yapması gerekir. Parfümün kokusu, fiyatı, hedef kitlesi, doğaya tutumu gibi farklardan hangisi ön plana çıkarılacaksa ona göre tasarlanır.
* Türkiye'de reklam sektörünün gidişatı nasıl? Geçmiş yıllara göre çok gelişti. En hızlı büyüyen sektör. Piyasa iyi elemanlar var. % 30'u çöpe giderken geriye kalan % 70'de de çok iyi işler yapılıyor. Zaten profesyonel reklam ajanslarının kötü bir iş yapma şansı yok.
* Neden? Büyük ajanslar hata yapamaz mı? Kötü olamaz. Güzel olmayabilir ama muhakkak doğrudur. Kampanya doğru olmalı, güzel olmak zorunda değil. Doğru strateji satış yaptırır. Güzel görüntüler yetmez. Büyük çaptayken de hata yapamazsın.
* Rek- lam harca- malarında ar- tış olacak mı? Duraklama dönemi geçti. Ekonomi iyileştikçe reklam harcamaları da arttı. Klasik reklamın yanı sıra alternatif reklam da geliyor. Internet ve teknoloji hayatımızın içinde. Cep telefonunuzdan google'a girebiliyorsunuz. Yeni medya mecraları geliyor. Internet reklamcılığında büyük artış bekliyorum. Ayrıca Pc ve laptoplar da yerini akıllı cep telefonlarına bırakıyor. Telefonda da reklam gözükecek.
* Bu konuda girişimde bulundunuz mu? Evet, Cemil Barlas'la beraber "Interad" adlı bir internet reklamcılığı şirketi kurduk.
* Son zamanlarda en beğendiğiniz reklam hangisi? ABD'de seyrettim. Genç kız yarı çıplak banyodan çıkıyor. Saçları ıslak ve bikini giymiş. Saçlarını kurutuyor. Tabakta kabuklu cevizler var. Bir ceviz alıyor, poposunun arkasına sıkıştırıyor. "Kırt" diye cevizi kırıyor. Bir spor salonu reklamı. Kaslarını o kadar iyi geliştirmiş ki cevizi bile kırabiliyor demesini çok iyi bir fikir buldum.
* Türkiye'de bu reklam gider mi? Türkiye'de kopya yaygın, birisi bu fikri alıp uygulayabilir bile..
Reklam fotoğrafçısı ünlüler
* İşadamları ya da sunucuların fotoğraf çekmesine ne diyorsunuz? Sanatçı başka, yaratıcı başka. Yaratıcı sanatçı olmak için yapılmamışı yapmak gerekir. İşin tekniğini bilirsen bu iyi. Okan Bayülgen, Cem Boyner gibi isimlerin sanatla ilgilenmeleri hoşuma gidiyor. Sergi açtığımda da bu kitleyi teşvik etmek istedim. Türkiye'de sanat sadece sanatçı görünüşlü kişilerin tekelinde algılanmamalı.
* İş dünyasının sanata desteği nasıl ? Sermaye olmadan sanat olmaz. Zenginler sanat eseri satın almasa sanatçı yaşayamaz. Sanatın gelişmesi için tarih boyunca büyük aileler destek olmuştur. Sanatçı fikirlerini tek başına yapamaz. Büyükada'yı baştan aşağı pembe kumaşla kaplayacağım fikri yaratıcı ama kolaysa yapsın. Kumaş sponsoru bulmalı. Devlet, işadamı ve sanayici sanatı desteklemeli.
* İstanbul Modern'imiz var. Eczacıbaşı sayesinde. Oya Eczacıbaşı bilirim 20 yıl uğraştı o müze için. Çok geç açıldı.
* İstanbul Design Week için alüminyum bir tavla masası tasarladınız. Masa büyük değil mi? Tavla sevilen bir oyun. Ama oynamak için rahat yer bulamıyorsunuz. Çayınızı, sigaranızı koyacak yer olmuyor. Tasarımım ev ya da klüplere konabilecek ayaklı bir masa. Çekmeceleri var, yanda çay-kahve koyma yeri var. Alüminyum tasarladım, tahta ve metal karışımı yapacağım. Adress İstanbul'daki dükkanımda böyle tasarımlarım sergileniyor.
* En son ne zaman ağladınız? Yalnızken bir filmde ağladım. Uzun yıllar çalıştıktan sonra başarıya ulaşılan anda çok duygulanırım. Sporla ilgili bir filmdi.
* En büyük hatanız ya da pişmanlığınız nedir? Hiç yok. Çünkü hatalar tecrübedir. Aynısını yaparsan aptalsındır.
* Modacı Enci Teker ile evlilik var mı? Gerçekten sevdiğim biri... Onunla bir çok şeyi paylaştım, çok mutluyum. Kısa bir süre sonra tabii ki evleneceğiz.