Başka kapıya
Üç gündür bazı gazetelerin manşetlerinde bir adam var. İri kıyım bir arkadaş. Ayağında parmak arası terliklerle çimenlik, sulak bir yerde poz vermiş... Kucağında da kenter 70 kilo çekecek bir genç kadın tutuyor. Toroslar'dan denize kaynayan bir Dim çayı varmış, adamın iddiasına göre hem karısıyla hem de o genç kadınla çayın kenarında piknik yaparlarkene, böyle bir fotoğraf çekilmişmiş...
***
Şimdi okuyoruz: Adamın kırk yıllık karısının başı bağlı... Kucağında taşıdığı kadının başı açık. Adam basın toplantısı düzenleyip kendini aklamaya çalışıyor: Karımla o kadın arkadaştır. Orta yerde bir puştluk yoktur. Malum basın, iddiayı çürütmeye çalışıyor: Yok yok, sen öyle diyorsun ama o fotoğraf ortada bir alengirlivaziyet olduğunu ayna gibi gösteriyor.
***
Okuyucu da seks göndermeli bu heyecan dolu haberi yalamadan yutuyor. Ya da öyle olduğu varsayılıyor.
***
Fakat bendeniz almayayım diyorum. Başımı öte tarafa çeviriyorum. Çünkü, bu haberde kucağında genç bir kadını taşıyan adamın nikahlıkarısınınbaşınınörtülüolmasındanbaşka bir unsur yok. Gazeteler demeye getiriyor ki, işte bunlar böyledir, kendi karılarını örterler, başı açık kadınlara göz kırparlar. O yüzden de büyük sosyolog AliBulaç, "Modern çağda bilgiye ulaşmak gibi modern kadına da ulaşmak kolaydır" diyor. Yani aynı kafa! Yahu, hiçbir toplumsal veya politik vasfı olmayan bir adamın fotoğrafından bize ne be!