Tünel'denKaraköy'e doğru yürüdüm. Yokuşun sonunda ses duydum. "Gelgeçgüzelabim!" Başımı kaldırıp adama baktım. Genelevin kapısında duran "pezevenk" ten başkası değildi. Ve yine bildik o sözü tekrarladı. "Gelgeçgüzelabim!" Adama güldüm. "Geldim ama geçmem" dedim. Adamın yüzü asıldı. "Ekmek parası abi" dedi. "Kaç para?" diye sordum. "İçeri geç, anlaşırsınız abi." Girmedim ama fiyatı öğrendim. Kadınlar ucuza "hayatkadınlığı" yapıyorlardı. "Bu kadar ucuz mu?" dedim. Adam ne diyeceğini şaşırdı. Garibim ne söyleyebilirdi ki? Hayatı "gelgeç" kelimesi üzerine kurulu değil miydi? "Neden ucuzmuş abi?" dedi. "Bak" dedim. "Dün ünlübirgecekulübündeydim. Giripçıkan insanın haddi hesabı yoktu. Adamın biri, 'Mama' ya sordu: 'Ne kadar fiyatı?' Mama, kadının yanına gitti. Kadına baktım. 'Aaaa!' dedim. O kadını televizyonda görmüştüm. Manken miydi yoksa fotomodel miydi neydi? Mama, adamın yanına geri döndü. ' Bin500dolar' dedi. Adam, 'o kadar etmez' diye tepki gösterdi. Mama, kadının yanına tekrar gitti. Mama, adamın yanına tekrar döndü. 'Ensonbindolarolurmuş' dedi. Adam 'peki' dedi. Ve arkasından ekledi: 'Git ona söyle, başka zaman olsa bu kadar para vermezdim. Bu aralar basında yer aldığı için veriyorum.'" Pezevenk öylece bakıyordu. "Nasıl abi?" dedi. "Adam 1000 dolar mı verdi kadına?" Başımı salladım. "Vay, vay!" dedi. "Bu işi orada yapmak varmış. Sosyete olacakmışsın. Bir mekanfarkı var. Diğeri basınfarkı. Bizim kadınları kim tanır." "Haklısın" dedim. Adam yüzüme baktı. "Abi" dedi. "Orada bana iş var mıdır?" Güldüm. Adam arkamdan bağırdı: "Yoksa beni mi işlettin abi?" Acı acı güldüm adama. " Sosyeteolmanınbedelini daha öğrenememiş gariban" diye düşündüm.