Birkaç yıldır 12Eylülyazmayı reddediyorum. Çünkü bıktım usandım. Medyaya bakıyorum. Her 12 Eylül'de, yeminli12Eylüleleştirmenleri temcit pilavına sarılıyorlar. Asla küçümsemiyorum. İstedikleri kadar eleştirebilirler, yerden göğe haklılar. 12Eylül, Türkiye'nin anasından emdiğini burnundan getirmiş bir darbenin sene-i devriyesidir, tamam ama... Ben bıktım arkadaş...
***
AvrupaBirliği uyum süreci dürtüklemeseydi, bu memlekette 12 Eylül Anayasası'nda bir tek fıkra bile değişmezdi. Esas olarak da ruhunda bir değişiklik olmadı zaten... Sonradan gelen hükümetlerin hiçbiri, 12Eylülilehesaplaşmayıgözealmadı, alamadı çünkü... Peki niye alamadı? Hiçbir hükümette, bunu yapacak ne kadrolar mevcuttu, ne zihniyet mevcuttu ne de böyle bir toplumsal talep mevcuttu. Elbet bir askerirejiminvesayeti ve gölgesi altında gerçekleştirilmiş, göstermelik bir sandıkhareketi ise de, sonuçta askeri Anayasa yüzde 92 ile kabul görmüş idi. O sebepten, 2. Harp'ten sonra Almanya'da oluşturulan antinazi atmosferini ve yargılamaları burada beklemek ham hayal idi. Siz ne diyorsunuz yahu? Bu ülkede, afetzedeye yardıma koşturması için var olan Kızılay, devlet büyüklerine takılsın diye altın madalya yaptırıyor. İşte ben bu sebeplerle 12 Eylül yazmaktan yıldım artık. Fakat ne yapacaksınız? Her yıl dönüyor dolaşıyor 12 Eylül yine geliyor. Tarihten kaçamazsınız!